İnternet sitemizde paylaşılan Yargıtay Kararları tamamen bilgilendirme amaçlı olup, kararların doğruluğu yargitay.gov.tr adresinden teyit edilmeden kullanılan kararlardan doğabilecek zararlar için ES Hukuk Bürosu hiçbir sorumluluk kabul etmemektedir.

ASLİ TALEBİN PARA ALACAĞI OLMADIĞI DAVALARDA ARABULUCULUK DAVA ŞARTI NİTELİĞİNDE OLMAYABİLİR

14.03.2024 331

11. Hukuk Dairesi         2021/5334 E.  ,  2023/1568 K.


"İçtihat Metni"


MAHKEMESİ : Trabzon Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/467 Esas, 2021/602 Karar
HÜKÜM : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Bulancak 1. Asliye Hukuk Mahkemesi (Asliye Ticaret Mahkemesi sıfatıyla)
SAYISI : 2019/21 E., 2020/109 K.


Taraflar arasındaki ayıptan doğan sorumluluk davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın usulden reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:


I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı Fatih Otomotiv Petrol İnş. San. ve Tic. Ltd. Şti.'den Volkswagen Amarok marka ve model kamyoneti 138.618,38 TL bedelle satın aldığını, diğer davalının dava konusu aracın Türkiye distribütörü olduğunu, dava konusu araçta üretimden kaynaklı gizli ayıpların bulunduğunu, ayıbın ortaya çıkması sonrasında defalarca servis hizmeti alınmasına karşın ayıbın giderilemediğini, nihayetinde yetkili servisçe motor değişimi önerisinde bulunulduğunu, ancak bu önerinin aracın piyasa değerinin düşmesine sebebiyet verilecek olması nedeniyle kabul edilmediğini, aracın müvekkili iştigal alanı nedeniyle maden ve hafriyat işinde kullanıldığı bilinmesine rağmen ikame olarak elverişsiz araç verildiğini ileri sürerek öncelikle ayıplı aracın ayıpsız misliyle değişimine, bunun kabul görmemesi halinde ayıp oranında bedel iadesine karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP
1.Davalı Doğuş Oto. Paz. ve Tic. A.Ş. vekili cevap dilekçesinde; açılan dava uyarınca müvekkiline husumet yöneltilemeyeceğini, davacının süresinde ve usulünce ayıp ihbarında bulunmadığını, muayene yükümlülüğünü yerine getirmediğini, davanın zamanaşımına uğradığını, dava konusu aracın ayıplı olmadığını, motor değişimi ile araçtaki tüm sorunların giderilebileceğini, bu haliyle davacının misliyle değişim talebi yerine ücretsiz onarımının hakkaniyete uygun olacağını savunarak davanın reddini istemiştir.

2.Davalı Fatih Oto. Pet. İnş. San. ve Tic. Ltd. Şti. vekili, davaya cevap vermemiş duruşmalardaki beyanında davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile eldeki davanın her iki tarafının da tacir olduğu ve dava konusu aracın davacının ticari işletmesinde kullanılmak üzere satın alındığının dosya kapsamı itibariyle sabit olduğu, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun (6102 sayılı Kanun) 5 e A maddesi yürürlüğe girdikten sonra 15.01.2019 tarihinde açılan eldeki davanın aynı Kanun'un 4 üncü maddesi gereği nispi ticari dava olduğu ve uyuşmazlık konusunun bir miktar para alacağına ilişkin olduğu dikkate alındığında davacı vekilinin dava açmadan önce arabulucuya başvurarak anlaşamama son oturum anlaşamama tutanağını dosyaya ibraz etmesi gerekirken davacı vekilinin böyle bir belge ibraz etmediği, iddialarının ileri sürülüş biçimine göre dava açmadan önce arabulucuya başvurmadığının açıkça anlaşıldığı, zorunlu arabuluculuk dava şartının yerine getirilmediğinin dosya kapsamı itibarıyla sabit olduğu, bu hususun kamu düzenine ilişkin olduğu, bu nedenle taraflarca ileri sürülmese dahi resen nazara alınmasının gerektiği, zorunlu arabuluculuk dava şartının yargılama sırasında tamamlanabilen bir dava şartı da olmadığı, aksi halin kabulünün arabuluculuk müessesesinin doğasına aykırı olacağı gerekçesiyle davacının davasının dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davanın zorunlu arabuluculuğa tabi olmadığını belirterek kararın kaldırılması istemiyle istinaf kanun yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dava öncesinde zorunlu arabuluculuğa başvurma şartının yerine getirilmediğinin anlaşıldığı, mahkemece yazılı gerekçelerle davanın usulden reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; davanın ticari işletmelerine ilişkin olmadığını, anılan eksikliğin tamamlanabilir olduğunu, arabuluculuk sürecinin başlatıldığını, işbu davanın zorunlu arabuluculuğa tabi olup olmadığının açık olmadığını belirterek kararın kaldırılması istemiyle istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, ticari nitelikli ayıplı araç satımından kaynaklı misliyle değişim ya da ayıp oranında bedel indirimi istemine ilişkindir

2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 111 inci maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2.6102 sayılı Kanun'un 5/A ve 4 üncü maddesi.

3. Değerlendirme
1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına, temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere ve davanın her iki tarafın ticari işletmesi ile ilişkili olmasına göre davacı vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2. 6102 sayılı Kanun'un 5/A maddesinde aynı Kanun'un 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olmasının dava şartı olduğu belirtilmiştir. Dava konusu uyuşmazlığın ise 4 üncü madde kapsamında kaldığı, ticari dava olduğu İlk Derece Mahkemesi gerekçesinde de yer aldığı üzere sabittir.

Somut olayda, davacının ayıp hukuki nedenine dayalı olarak misli ile değişim, kabul edilmediği taktirde bedel iadesi istemli terditli dava açtığı anlaşılmaktadır. 6100 sayılı Kanun'un 111 inci maddesinin ikinci fıkrasında Mahkemenin, davacının asli talebinin esastan reddine karar vermedikçe, fer’î talebini inceleyemeyeceği belirtilerek asli talebe öncelik verildiği, yani davanın asli talebe göre niteleneceği açıktır. Bu durumda Mahkemece davacının asli talebinin para alacağı olmadığı, bu talebin de arabuluculuk dava şartı olmadan incelenebileceği gözetilmeksizin davanın usulden reddine karar verilmesi doğru olmamıştır.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Davacı vekilinin bozma kapsamı dışındaki temyiz itirazlarının REDDİNE,

2. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,

3. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 15.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.