İnternet sitemizde paylaşılan Yargıtay Kararları tamamen bilgilendirme amaçlı olup, kararların doğruluğu yargitay.gov.tr adresinden teyit edilmeden kullanılan kararlardan doğabilecek zararlar için ES Hukuk Bürosu hiçbir sorumluluk kabul etmemektedir.

NAFAKA ALACAKLISI BELLİ BİR SÜRE NAFAKA BORÇLUSU İLE OTURUP GİDERLERİ ONUN TARAFINDAN KARŞILANMIŞSA, NAFAKA BORÇLUSU BU SÜRE İÇİN NAFAKA ÖDEMEKLE YÜKÜMLÜ DEĞİLDİR, İCRA MAHKEMESİNDEN İCRANIN GERİ BIRAKILMASINI İSTEYEBİLİR VE BU DURUMU HER TÜRLÜ DELİL İLE İSPAT EDEBİLİR.

05.09.2023 487

Hukuk Genel Kurulu 2022/759 E. , 2023/49 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2016/989 E., 2016/1293 K.
KARAR : Davanın reddine
1. Taraflar arasındaki itfa itirazı isteminden dolayı yapılan inceleme sonunda, ... 5. İcra (Hukuk)Mahkemesince verilen şikâyetin reddine ilişkin karar borçlu tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 8.Hukuk Dairesince yapılan inceleme sonucunda bozulmuş, Mahkemece Özel Daire bozma kararına karşıdirenilmiştir.
2. Direnme kararı borçlu tarafından temyiz edilmiştir.
3. Hukuk Genel Kurulunca dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği düşünüldü:
I. İNCELEME SÜRECİ
Borçlu İstemi
4. Borçlu itiraz dilekçesinde; alacaklı vekili tarafından ... 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 10.07.2003 tarihlive 2013/557 Esas, 2013/681 Karar sayılı boşanma kararında hükmedilen nafakanın tahsili için aleyhineilâmlı icra takibi başlatıldığını, alacaklı ile formaliteden boşandıklarını, boşandıktan sonra 11 yıl 10 aybirlikte yaşadıklarını, her gün alacaklının eline 80 TL verdiğini, nafakanın ödendiğini, gerekli delil vetanıklarını sunacağını ileri sürerek gereğinin yapılmasını (icranın geri bırakılmasını) talep etmiştir.
Alacaklı Cevabı
5. Alacaklı; davetiye tebliğine rağmen yazılı beyanda bulunmamıştır.
İlk Derece Mahkemesi Kararı
6. ... 5. İcra (Hukuk) Mahkemesinin 29.12.2015 tarihli ve 2015/825 Esas, 2015/1244 Karar sayılı kararıile; borçlu, boşandıktan sonra alacaklı ile birlikte yaşadıklarını ve her gün alacaklıya elden para verdiğinibelirtmiş ise de nafaka borcunu ödediğine dair yazılı belge sunmadığı, borçlunun iddialarını ancak genelmahkemede ileri sürebileceği gerekçesi ile şikâyetin reddine karar verilmiştir.
Özel Dairenin Bozma Kararı
7. İlk derece mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde borçlu temyiz istemindebulunmuştur.
8. Yargıtay 8. Hukuk Dairesince 26.04.2016 tarihli ve 2016/3291 Esas, 2016/7697 Karar sayılı kararı ile;
“…Kararı temyiz eden borçluya "temyiz harç ve posta giderlerini" yatırması için mahkemece çıkartılanmuhtıranın tebliği üzerine, borçlu 13.01.2016 tarihli dilekçesi ile cezaevinde hükümlü olarak bulunduğunubelirterek adli yardım talebinde bulunmuştur. Kanun yollarına başvuru sırasında adli yardım talep edildiğinegöre, bu talep hakkında karar verme yetkisi kanun yolu incelemesini yapacak olan Yargıtay'a aittir (HMK.md. 336/3). Borçlunun "kanun yollarına başvuru sırasında" ileri sürdüğü adli yardım talebinin, cezaevindebulunduğundan temyiz harç ve giderlerini ödeme imkanı bulunmadığını bildirmesi ve ... Açık Ceza İnfazKurumu'nun üst yazısından borçlunun 2 yıl 11 ay hapis cezasına hükümlü olduğunun anlaşılması karşısındahaklı ve yerinde görüldüğünden kabulüne, temyiz harç ve giderlerinden geçici olarak muaf tutulmasınakarar verildi.
Temyiz itirazlarının incelenmesine geçildi;
Somut olayda borçlu, İcra Mahkemesi'ne verdiği 25.08.2015 tarihli dilekçesinde, alacaklı ile boşandıktan sonra 11 sene 10 ay birlikte yaşadıklarını ve geçimini kendisinin temin ettiğini iddia etmiştir. Borçlunun,25.08.2015 tarihli dilekçesindeki bu talebi borca itiraz niteliğinde olup, maddi vakalara ilişkin bu itirazının tanıkla ispatı mümkündür. İcra Mahkemesince, borçluya yazılı delilleri sorulmasına rağmen ibraz edilmediğigerekçesiyle, itiraz reddedilmiş ise de; borçlu, itiraz dilekçesinde tanıklarını duruşmada bildireceğinibelirtmiştir. O halde, İcra Mahkemesince borçlunun tanıkları kendisinden sorularak belirlenip, dinlendiktensonra sonuca gidilmesi gerekirken, eksik incelemeyle yazılı şekilde karar verilmesi isabetsizdir…” gerekçesiile karar bozulmuştur.
Direnme Kararı
9. ... 5. İcra (Hukuk) Mahkemesinin 11.10.2016 tarihli ve 2016/989 Esas, 2016/1293 Karar sayılı kararıile; ilâmlı takiplerde ancak zamanaşımı ve itfanın ileri sürülebileceği, ödeme iddiası varsa buna ilişkin yazılıbelge sunulması gerektiği, borçlunun iddialarının genel mahkemelerin konusu olduğu, dar yetkili icramahkemesinde istihkak ve ihalenin feshi dışındaki davalarda tanık dinlenemeyeceği, tanık dinlenmesininsonuca bir faydasının da bulunmadığı, tanıkların tarafların birlikte yaşadığını ve borçlunun alacaklıyaharçlık verdiğine ilişkin beyanda bulunacakları, tarafların anlaşmalı olarak boşandıkları ve boşandıktan
sonra birlikte yaşamış oldukları için borçlu kocanın alacaklı eşinin geçimini sağladığının mahkemeninkabulünde olduğu, ilâmlı takipte ödemeye ilişkin yazılı belge sunulmadığı için şikâyetin reddine kararverildiği, tarafların birlikte yaşadığı ve borçlunun alacaklıya harçlık verdiği mahkemece kabul edilmeklebirlikte nafakanın ödenmiş olduğu sınırlı yetkili icra mahkemesince kabul edilerek, şikâyetin kabulü yolunagidilmesi mümkün görülmediğinden şikâyetin reddine karar verildiği, borçlunun aile mahkemesindennafakanın kaldırılmasını talep edebileceği ve borçlu olmadığının tespiti için menfi tespit davası açabileceğigerekçesiyle direnme kararı verilmiştir.
Direnme Kararının Temyizi
10. Direnme kararı süresi içinde borçlu tarafından temyiz edilmiştir.
II. UYUŞMAZLIK
11. Direnme yolu ile Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; somut olayda borçlunun, alacaklı ileboşandıktan sonra 11 yıl 10 ay birlikte yaşadıkları ve geçimini kendisinin temin ettiği iddiasını icramahkemesinde tanık ile ispat edip edemeyeceği noktasında toplanmaktadır.
III. GEREKÇE
12. Uyuşmazlığın çözümü için yasal düzenleme ve kavramların açıklanması gerekmektedir.
13. Davayı kaybettiğini gören borçlu, borcunu rızası ile alacaklıya ödemiş olabilir. Bu hâlde normal olanalacaklının artık ilâmı icraya koymamasıdır. Fakat, alacaklı alacağını almış olmasına rağmen ilâmı icrayakoyarsa, böyle kötüniyetli alacaklılar karşısında borçluyu korumak için borçluya icra mahkemesindenicranın geri bırakılmasını isteme hakkı tanınmıştır. İcranın geri bırakılması için icra mahkemesine sadeceödeme (itfa) hâlinde değil, borcun ertelenmiş veya zamanaşımına uğramış olması hâllerinde debaşvurulabilir [2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu (İİK) m. 33-33/a].
14. İcra ve İflas Kanunu’nun 33 üncü maddesinin 1. fıkrası “İcra emrinin tebliği üzerine borçlu yedi güniçinde dilekçe ile icra mahkemesine başvurarak borcun zamanaşımına uğradığı veya imhal veya itfa edildiğiitirazında bulunabilir. İtfa veya imhal iddiası yetkili mercilerce re’sen yapılmış veya usulüne göre tasdikedilmiş yahut icra dairesinde veya icra mahkemesinde veya mahkeme önünde ikrar olunmuş senetle tevsikedildiği takdirde icra geri bırakılır.” hükmünü içermektedir.
15. Borçlunun icra mahkemesine yaptığı icra emrine itiraz (icranın geri bırakılması talebi) bir dava değildir.Buradaki icra emrine itiraz, ilâm konusu borcun itfa edilmiş, ertelenmiş (imhal edilmiş) veya zamanaşımınauğramış olması sebeplerinden birine dayanarak, icra mahkemesince ilâmın icrasının geri bırakılmasınısağlayan bir yoldur (Kuru, Baki: İcra ve İflas Hukuku El Kitabı, Ankara 2013, s. 942-943).
16. Borçlu, sadece hüküm (ilâm) verildikten sonraki dönemde gerçekleşen itfa, imhal veya zamanaşımınedeniyle icra mahkemesinden icranın geri bırakılmasını isteyebilir (icra emrine itiraz edebilir). Bunakarşılık, borçlu, hükmün verildiği tarihten önceki bir dönemde borcun itfa edilmiş veya ertelenmiş veyazamanaşımına uğramış olduğunu ileri sürerek, icra mahkemesinden icranın geri bırakılmasını isteyemez(icra emrine itiraz edemez). Çünkü borçlunun bu iddialarını dava sırasında ileri sürmesi gerekirdi; aksihâlin kabulü mahkemenin verdiği hükmü (ilâmı) icra mahkemesinin inceleyip değiştirmesi anlamına gelirki, bu da maddî anlamda kesin hükme [6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) m. 303] aykırıdüşer (Kuru, s. 943).
17. Borçlu, icra emrinin tebliğinden önceki (ve fakat hükmün verildiği tarihten sonraki) dönemde borcunitfa edilmiş veya ertelenmiş veya zamanaşımına uğramış olduğu iddiasında ise, (icra emrinin kendisinetebliğinden itibaren) yedi gün içinde, icra mahkemesinden icranın geri bırakılmasını isteyebilir; yani yedigün içinde icra emrine itiraz edebilir (İİK m. 33/1).
18. Borçlu, icra emrinin tebliğinden önceki veya sonraki dönemde borcun itfa edilmiş olduğunu bildirerekicra emrine itiraz edebilir (İİK m. 33/1 ve 2). Buradaki itfa deyimi ödeme, bağışlama (6098 sayılı TBK m.285 vd), ibra (6098 sayılı TBK m. 132), her çeşit af, terkin ve takas gibi borcun son bulması sebeplerinikapsar. Borçlu, icra emrinin tebliğinden önceki bir dönemde borcun itfa edilmiş olduğunu, icramahkemesinde ancak belli belgeler ile ispat edebilir. Bu belgeler şunlardır: Yetkili mercilerce (meselânoterlerce) resen düzenlenmiş veya onaylanmış belgeler, imzası icra dairesinde, icra mahkemesinde veyamahkeme önünde alacaklı tarafından ikrar edilmiş olan belgeler (İİK m. 33/1). Borçlu, borcun itfaedildiğini yukarda belirtilen (İİK m. 33/1’de yazılı) belgelerden başka bir delil (meselâ yazılı delilbaşlangıcı, tanık veya yemin) ile ispat edemez. İcra mahkemesi belirtilen belgeler dışındaki bir belgeyedayanarak icranın geri bırakılmasına (itirazın kabulüne) karar veremez (Kuru, s. 945-946).
19. Konusu nafaka alacağı olan ilâmlarda, nafaka borçlusu tarafından nafaka alacaklısına belli bir miktarparanın ödenmesine hükmedilir. Bu nedenle, ilâma bağlı nafaka borçları da kural olarak nafakaborçlusunun yapacağı nakdi ödemeler neticesinde sona erer.
20. Yoksulluk ve iştirak nafakasına ilişkin ilâmın nafaka borçlusu, ilâma bağlı nafaka borcunu ödediğiniİİK’nın 33 üncü maddesinin 1 inci fıkrasında sayılan belgelerden biri ile ispat etmek suretiyle icramahkemesinden icranın geri bırakılması kararı alabilir. Bunun dışında, nafaka borcunun itfa edildiğininispatı bazı özellikler gösterir. Nafaka alacaklısı belli bir süre nafaka borçlusu ile oturup onun tarafındaninfak ve iaşe edilmişse, nafaka borçlusu bu süre için nafaka ödemekle yükümlü değildir. Meselâ, nafakaalacaklısı kadın, kocasıyla barışarak evine dönmüş ve kocası tarafından infak ve iaşe edilmiştir; veyanafaka alacaklısı çocuk annesinin yanından ayrılarak nafaka borçlusu olan babasının evine gelmiş vebabası tarafından infak ve iaşe edilmiştir. Buradaki nafaka borçlusu koca veya babanın, karısını veya
25.08.2023 09:35 about:blank
about:blank 3/3
çocuğunu infak ve iaşe ettiği süre için ayrıca nafaka ödeme yükümlülüğü yoktur. Bu hâlde, nafaka borçlusukendisinden bu süreye ait nafakanın da istenmesi üzerine icra mahkemesinden bu süreye ait nafaka içinicranın geri bırakılmasını isteyebilir ve bu fiilî durumu (hukuki fiili) İİK’nın 33 üncü maddesindeki belgelerlebağlı olmaksızın, her türlü delil ile bu arada tanık delili ile ispat edebilir (Kuru, s. 947-948).
21. Ödeme def’îleri konusunda uygulamada özellik gösteren bir varsayım nafaka ilâmlarıdır. Nafakaborçlusu bu yükümlülüğünü ilâm uyarınca para olarak ödemek suretiyle yerine getirecek yerde, borçlusunubizzat yanına almak suretiyle aynen ifa ederse bu aynen ifa ilişkin bulunduğu dönem için nafakanınortadan kalkmasına yol açar. İİK’nın 33 üncü maddesi bağlamında söz konusu olabilecek soru aynen ifahakkındaki iddianın icra mahkemesinde saptanma biçimidir. Nafaka borcunun özelliği burada metninzorlanmasını zorunlu kılar. Borçlu fiilen bakma ve gereksinimleri karşılama iddialarını icra mahkemesiönünde tanık ile ispat edebilir (Postacıoğlu, İlhan E.: İcra Hukuku Esasları, ... 2020, s. 805-806).
22. Somut olayda; alacaklı tarafından borçlu aleyhine başlatılan ilâmlı icra takibine dayanak ... 4. AsliyeHukuk Mahkemesinin 10.07.2003 tarihli ve 2003/557 Esas, 2003/681 Karar sayılı kararında “…3- Davatarihinden geçerli olmak ve hüküm kesinleştikten sonra yoksulluk ve iştirak nafakası olarak devam etmeküzere davalı eş için aylık 100 milyon (eski) TL, çocukların her biri için aylık 75’er milyon (eski) liradanolmak üzere 400 milyon (eski) TL tedbir nafakasının davacıdan alınarak kendisine asaleten çocuklaravelayeten davalıya ödenmesine…” karar verilmiştir. Takip talebinde 35.500 TL asıl alacak ve gecikme faiziile birlikte toplam 40.292,50 TL'nin tahsili talep edilmiştir.
23. Borçlu, icra mahkemesine başvurusunda alacaklı ile formaliteden boşandıklarını, boşandıktan sonra 11yıl 10 ay birlikte yaşadıklarını, her gün alacaklının eline 80 TL verdiğini, nafakanın ödendiğini, gerekli delilve tanıklarını sunacağını ileri sürerek icranın geri bırakılmasını talep etmiştir.
24. Şu hâle göre nafaka borçlusu, nafaka alacaklısı ile oturup kendisi tarafından infak ve iaşe edildiğini ilerisürmekte olup, bu fiilî durumu (hukuki fiili) İİK’nın 33 üncü maddesindeki belgelerle bağlı olmaksızın tanıkdelili ile ispat edebilir. Bu durumda icra mahkemesince borçlunun iddialarına ilişkin tanıkları kendisindensorularak belirlenip dinlendikten sonra bir karar verilmesi gerekir.
25. Hâl böyle olunca Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmasıgerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırı olup, direnme kararı bozulmalıdır.
IV. SONUÇ
Açıklanan sebeplerle;
Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilennedenlerle BOZULMASINA,
İstek hâlinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine,
2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’na 5311 sayılı Kanun'un 29 uncu maddesi ile eklenen Geçici 7 incimaddesinin göndermesi ile uygulanması gereken İİK’nın 366/III üncü maddesi uyarınca kararın tebliğdenitibaren on gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 08.02.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.