SAHTE KİMLİKLE YAPILAN NOTER SATIŞI SONUCU UĞRANILAN ZARARIN TAZMİNİ İÇİN AÇILAN DAVADA, SAHTE KİMLİĞİN İĞFAL KABİLİYETİNE SAHİP OLMASI VE NOTERİN AZAMİ ÖZEN GÖSTERSE DAHİ SAHTECİLİĞİN ANLAŞILAMAYACAĞI NEDENİYLE NOTER SORUMLU OLMAYABİLİR.
07.11.2024
143
5. Hukuk Dairesi 2023/11170 E. , 2024/4448 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Konya Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/1692 Esas, 2023/1902 Karar
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ: ...1. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2021/325 Esas, 2023/39 Karar
Taraflar arasındaki taşınmazın tapuda sahte vekâletname ile işlem yapılması nedeniyle uğranılan zararın4721 sayılı Türk Medenî Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 1007 nci maddesi uyarınca tazmini davasındayapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince, başvuruların kabulü ile İlkDerece Mahkemesi kararı kaldırılarak davanın yeniden görülmesi için dosyanın İlk Derece Mahkemesinegönderilmesine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesinin kaldırma kararı üzerine yargılama yapan İlk Derece Mahkemesince davanındavalı ... yönünden kısmen kabulüne, davalı ... yönünden reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı ... davalı ... vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurularınesastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı ... davalı ... vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre,temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesininkabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadakibelgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; ...2. Noterliğince 11.06.2020 tarihinde düzenlenen vekâletname ilevekil kılınan Mustafa Çalışkan’ın dava konusu...Mahallesi, 4311 ada 7 parsel sayılı taşınmazı sahte kimlikkullanarak kardeşi ...'a 11.06.2010 tarihinde devrettiğini, ...’ın da 23.06.2010 tarihinde taşınmazı İsmailAktaş’a sattığını, son malik aleyhine açılan tapu iptal ve tescil davasının reddedildiğini ve temyizincelemesinden geçerek 12.02.2020 tarihinde kesinleştiğini, davalı Noter’in de sahte nüfus cüzdanındakibilgilere ilişkin gerekli karşılaştırma yapılmadığından sorumlu olduğunu belirterek meydana gelen zararındavalılardan tahsilini talep etmiştir.
II. CEVAP
1. Davalı ... vekili cevap dilekçesinde özetle; vekâletname düzenleme işlemi 2010 yılında olupzamanaşımının söz konusu olduğunu, Noterlik işlemi ile zarar arasında illiyet bağının bulunmadığını, kimlikpaylaşım sisteminde asıl kimlik sahibinin fotoğrafı ile kimliği düzenleyen yetkililerin isim ve imzalarınıngörünmediğini, ibraz edilen kimlikte şüphe uyandıracak bir durumun olmadığını, iğfal kabiliyetininbulunduğunu, bu durumun Ceza Mahkemesi kararı ile sabit olduğunu, illiyet bağının kesildiğini, kimlikbilgilerinin sistemde karşılaştırılmış olduğunu, tapudaki işlem sırasında fotoğraf ve imzanın karşılaştırılmışolması gerektiğini, Tapu Müdürünün bu nedenle görevi kötüye kullanmak suçundan ceza almış olduğunu,müvekkilin sorumluluğuna gidilmeyeceğini ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
2. Davalı ... vekili tarafından sunulmuş cevap dilekçesine dosyada ve UYAP ile oluşturulan elektronikortamda rastlanmamış olup vekili duruşmada husumet itirazları olduğunu ve Hazinenin kusurununbulunmadığını beyan etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın davalı ... yönünden kısmenkabulüne, davalı ... yönünden reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı ... davalı ... vekilleri istinafbaşvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; sahtecilik olayında kullanılan nüfus cüzdanı ile gerçek nüfuscüzdanının bire bir uyumlu olmadığını, serisi, seri numarası, verildiği yer, veriliş nedeni, kayıt no veriliştarihi ve verilen yer ve onay makamı yönlerinden farklı olduğunu, Noterlikçe yapılan işlem sırasında sahteolduğunun ilk bakışta anlaşılabileceğini, derinlemesine ve uzmanlık ister şekilde araştırma yapılmasınagerek olmadan sahteciliğin fark edilebilecek durumda olduğunu, noter vekili yönünden verilen ret kararınınsomut delillere aykırı verilmiş olduğunu, bedelin düşük belirlendiğini ileri sürerek kararın kaldırılmasınıtalep etmiştir.
2. Davalı ... vekili istinaf dilekçesinde özetle; kararın usul ve kanuna aykırı olduğunu, belirlenen miktarınfahiş olduğunu ileri sürerek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile Yargıtay bir çok kararında; aldatmayeteneği bulunan belgelerin kullanılmasını üçüncü kişinin ağır kusuru olarak nitelendirmiş ve noterinsorumluluğu bakımından illiyet bağını kestiğini kabul etmiştir. Zarar doğuran işlem veya eylemde aldatmakabiliyetine sahip bir kimlik veya belgesinin kullanılması hâlinde noterin sorumluluğunun doğmayacağınınkabul edilmesi gerekir. Ancak detaylı bir incelemeyle ortaya çıkacak sahteliğin fark edilmesi noter veyaçalışanından beklenemeyecek bir durum olduğunu, bu kapsamda gelen tüm belgelerden kimliğin özelliklekontrol edildiği ve sahtelik bulgusuna rastlanmadığı beyan edildiği, yine ceza soruşturması dosyası içindebulunan gerçek kimlik bilgileri ile sahte olarak üretilip noter satışında kullanılan sahte kimlik bilgilerininaynı olduğu ve birbiriyle eşleştiği, aralarında fotoğraf farklılığı harici başkaca bir farklılığın bulunmadığı,KPS sorgusu yapılırken işlem yaptıran ilgilinin fotoğrafının sistemden görülmesinin mümkün olmadığı, budurumda noterliklerde işlem yaptırırken ilgili kişinin tüm nüfus kayıtlarına ulaşmanın mümkün olmadığınınanlaşıldığı, bu durumu fark etmedikleri nazara alındığında kimliğin iğfal kabiliyetinin mevcut olduğunun vebu hususun davalı tarafça ispat edildiği anlaşıldığını, kaldı ki dosyada fotokopisi bulunan kimliğin NüfusMüdürlüğünde mevcut olan bilgilerle birebir uyumlu olduğu, Nüfus Müdürlüğü sisteminden işlem sırasındanoterin görmüş olduğu bilgilerin sahte olduğu belirtilen kimlikle birebir hiçbir detayda fark olmaksızınuyuştuğu, Mahkemece yapılan karşılaştırmada anlaşıldığını, gerek kimliğin incelenmesine rağmensahteliğinin anlaşılamamış olması gerekse de nüfus sisteminin notere gösterdiği kayıtlar ile kimliktekibilgilerin hatasız olarak birebir uyuşması nazara alındığında davalı noterin üzerine düşen bütünyükümlülükleri yerine getirdiği, gerekli tüm dikkat ve özeni gösterdiği, buna rağmen iğfal kabiliyeti mevcutolan kimlikle yapılan işlemde noterin kusurunun bulunmadığı ve zarar ile noter eylemi arasında illiyetbağının da söz konusu olmadığının anlaşıldığını, olayda davalı noterlik elinden gelen bütün dikkat ve özenigöstermiş buna rağmen zarar üçüncü kişinin sahtecilik niteliğindeki kusurlu eylemiyle meydana gelmiş veböylelikle davalı açısından illiyet bağının kesildiğini, tüm dosya kapsamı nazara alındığında dava konusuolayda noterin kusursuz sorumluluğunu gerektiren bir durum söz konusu olmadığı, herhangi bir noterliğinaynı şekilde işlemi tesis edecek olduğu, tüm kontrollere rağmen noterlik tarafından sahteciliğin farkedilemeyecek derecede mevcut olduğu, üçüncü kişinin sahteciliği nedeniyle zarar eden noterin eylemiarasında illiyet bağının kalmadığı ve noterin olayda sorumlu tutulması mümkün olmadığından, davalı ...yönünden davanın reddine karar verilmesinin doğru olduğunu, ...1. Ağır Ceza Mahkemesinin 2011/57 Esas,2013/311 Karar sayılı dosyasının incelenmesinde; müştekisinin Maliye Hazinesi, katılanların ... ve TapuMüdürlüğü olduğu, sanıkların ise Hamza Ali Oflaz, Serap Büyükkışla, Hayri Koç,... ve Ahmet Yıldız'ınolduğu, resmî belgede sahtecilik, kamu kurum ve kuruluşları vb. tüzel kişiliklerin araç olarak kullanılmasısuretiyle dolandırıcılık suçlarından dolayı yapılan yargılama sonucunda; sanık Hayri Koç ve Ahmet Yıldızhakkında görevi kötüye kullanma suçu nedeniyle 2 ay 15 gün hapis cezası ile cezalandırılmalarına veneticeten hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair hüküm kurulduğu ve bu hükmün 06.11.2013tarihinde kesinleştiği, sanık Serap Büyükkışla hakkındaki davanın tefrik edildiği, sanık... hakkında görevikötüye kullanma suçu nedeniyle beraatine karar verildiği, sanık Hamza Ali Oflaz hakkında niteliklidolandırıcılık suçundan dolayı neticeten 1 yıl 8 ay hapis ve 2000 TL adli para cezası ile cezalandırılmasınadair hüküm kurulduğu, hükmün Yargıtay tarafından onanarak 04.12.2017 tarihinde kesinleştiği, ...2. AsliyeHukuk Mahkemesinin 2015/363 Esas, 2016/308 Karar sayılı dosyasının incelenmesinde; davacı ... vekilitarafından, davalı İsmail Aktaş ve ihbar olunanlar Tapu Müdürlüğüne izafeten Maliye Hazinesi ve ...2.Noterliği aleyhine Şifahane Mahallesi 4311 ada 7 parsel sayılı taşınmazın sahte kimlik ve vekâletname iledavalıya satılması nedeniyle tapu kaydının iptali davası açıldığı, yapılan yargılama sonucunda davanınreddine karar verildiği, kararın Yargıtay incelemesinden geçerek 12.02.2020 tarihinde kesinleştiği, 4721sayılı Kanun'un “Sorumluluk” kenar başlığını taşıyan 1007 nci maddesi; “Tapu sicilinin tutulmasından doğanbütün zararlardan Devlet sorumludur. Devlet, zararın doğmasında kusuru bulunan görevlilere rücu eder. "hükmünü içerdiğini, Devlete yüklenen sorumluluk kusursuz sorumluluktur. Maddede yer alan kusursuzsorumluluk, tapu siciline bağlı çıkarların ve ayni hakların yanlış tescili sonucu değişmesi ya da yitirilmesi ilebu haklardan yoksun kalınması temeline dayanır; zira sicillerin doğru tutulmasını üstlenen ve taahhüt edenDevlet, gerçeğe aykırı ve dayanaksız kayıtlardan doğan zararları da ödemekle yükümlüdür. Dayanaksız yada hukuksal duruma uymayan kayıtlar düzenlemek, taşınmazın niteliğinde yanlışlıklar yapmak da aynıkapsamdadır. 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi koşulları mevcut olup davalının itirazları yersizolduğu anlaşılmakla kaldırma sonrası düzenlenen bilirkişi raporlarına göre kabul kararı verilmesi doğru
olduğundan istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı ... davalı ... vekilleritemyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar ederek kararınbozulmasını talep etmiştir.
2. Davalı ... vekili temyiz dilekçesinde özetle; diğer davalının sorumlu olduğunu ilave etmek suretiyleistinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar ederek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi uyarınca tazminat istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile370 ve 371 inci maddeleri.
2. 4721 sayılı Kanun’un “Sorumluluk” başlıklı 1007 nci maddesinin birinci fıkrası şöyledir:
“Tapu sicilinin tutulmasından doğan bütün zararlardan Devlet sorumludur.”
3. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 18.11.2009 tarihli ve 2009/4 - 383 Esas, 2009/517 Karar sayılıilâmında tapu işlemlerinin kadastro tespit işlemlerinden başlayarak birbirini takip eden işlemler olduğu,tapu kütüğünün oluşumu aşamasındaki kadastro işlemleri ile tapu işlemleri bir bütün oluşturduğundan bukayıtlarda yapılan hatalardan 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi anlamında Devletin sorumluolduğunun kabulünün gerektiği, Devletin sorumluluğunun kusursuz sorumluluk olduğu, bu işlemlernedeniyle zarar görenlerin 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi gereğince zararlarının tazmini içinHazine aleyhine adlî yargıda dava açabilecekleri belirtilmiştir.
4. 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi uyarınca kabul edilen Devletin sorumluluğu, tapu sicilinin önemive kişilerin bu sicile olan ... duygularını sağlamak bakımından aynî hakkının saptanması, herkese açıktutulmasında tekel hakkı sağlayan bir sicil olması esasına dayanmaktadır. Bu sorumluluk, asıl ve nesnel(objektif) bir sorumluluk olduğundan zarara uğrayan zararının ödetilmesini doğrudan Devletten isteyebilir.
5. 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi gereğince açılan davalarda, tapu kaydının iptali nedeniyle tapusahibinin oluşan gerçek zararı neyse tazminatın miktarı da o kadar olmalıdır. Gerçek zarar, tapu kaydınıniptali nedeniyle tapu malikinin mal varlığında meydana gelen azalmadır. Tazminat miktarı zarar vericieylem gerçekleşmemiş olsaydı zarar görenin mal varlığı ne durumda olacak idiyse aynı durumun tesisedilebileceği miktarda olmalıdır. Zarara uğrayan kişinin gerçek zararı ise tazminat miktarınınbelirlenmesinde esas alınacak değerlendirme tarihine göre belirlenecek olup bu tarihe göre tapusu iptaledilen taşınmazın niteliği ve değeri belirlenmelidir. Taşınmazın niteliği arazi ise net gelir metodu yöntemi ilearsa vasfında ise değerlendirme gününden önceki özel amacı olmayan emsal satışlara göre hesaplanmasısuretiyle gerçek değer belirlenmelidir.
3. Değerlendirme
1. Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yeralan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Dosyada bulunan bilgi ve belgelere, kararın dayandığı gerekçelere göre davacının kimlik bilgilerikullanılarak sahte kimlik düzenlenmek suretiyle davaya konu satış işlemlerinin gerçekleştiğinin sabitolduğu, davacının tapu kayıt malikine karşı açmış olduğu tapu iptal tescil davasının, davalının iyiniyetliolması nedeniyle Mahkemece reddine karar verildiği ve temyiz incelemesinden geçerek 12.02.2020tarihinde kesinleştiği, işbu eldeki davanın 12.06.2020 tarihinde süresi içerisinde açıldığı anlaşılmaktadır.
3. Şikayet üzerine başlatılan soruşturma kapsamında, ...Cumhuriyet Başsavcılığınca davalı Noter vekili ...ve 3. şahıslar hakkında ek kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilerek, 3. şahıslar ve dava dışı Noterkatibi... hakkında açılan kamu davası sonucunda, ...Ağır Ceza Mahkemesinin 2011/57 Esas, 2013/311Karar sayılı kararı sahte nüfus cüzdanı ile vekâlet veren kişi ile Tapu Müdürü ve tapu şefinincezalandırılmasına karar verildiği, Noter katibi... hakkında ise iğfal kabiliyetine haiz olan nüfus cüzdanınınsahte olduğunu bilmesinin ve fark etmesi mümkün olmadığından beraat hükmü kurulduğu ve ilgilihükümlerin temyiz incelemesinden geçerek kesinleştiği anlaşılmış olup bu itibarla dosya kapsamından,
gerçek kimlik bilgileri ile noter işlemi sırasında kullanılan sahte kimlik bilgilerinin Noterce denetlenebilirkısımlarının aynı olduğu, fotoğraf karşılaştırması yapılmasının mümkün olmadığı, sahte kimliğin iğfalkabiliyetine sahip olması nedeniyle, davalı Noter vekilinin kendisinden beklenen azami özeni gösterse dahisahteciliğin yapılacağı ve zararın oluşacağı anlaşıldığından, hakkında açılan davanın reddine karar verilmesiyerindedir.
4. Hükme esas alınan bilirkişi kurulu raporunda belirtilen özelliklerine ve dosya kapsamına göre arsaniteliğindeki dava konusu taşınmazın emsal karşılaştırması yapılarak belirlenen gerçek bedelinin davalıHazineden tahsiline karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.
5. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere,uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına,yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup, temyizdilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacı ... davalı ... vekillerinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygunBölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarıncaONANMASINA,
Davalı ... harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına, davacıdan peşin alınan temyiz harcınınHazineye irat kaydedilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
16.04.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.