İnternet sitemizde paylaşılan Yargıtay Kararları tamamen bilgilendirme amaçlı olup, kararların doğruluğu yargitay.gov.tr adresinden teyit edilmeden kullanılan kararlardan doğabilecek zararlar için ES Hukuk Bürosu hiçbir sorumluluk kabul etmemektedir.

MİRASIN REDDEDİLMİŞ OLMASI, DESTEKTEN YOKSUN KALMA DAVASININ AÇILMASINA ENGEL DEĞİLDİR

27.04.2023 625

4. Hukuk Dairesi         2018/2928 E.  ,  2019/2868 K.


"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi


Taraflar arasındaki haksız fiilden kaynaklanan maddi tazminat davasından dolayı yerel mahkemece verilen gün ve sayısı yukarıda yazılı kararın; Dairemizin 08/02/2018 gün ve 2016/2804-2018/740 sayılı ilamıyla onanmasına karar verilmiştir. Süresi içinde davacılar vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla HUMK’un 440-442. maddeleri uyarınca tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
Dava, haksız fiilden kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; karar, Dairemizin 08/02/2018 gün ve 2016/2804-2018/740 sayılı ilamı ile onanmıştır. Davacılar vekili tarafından kararın düzeltilmesi talep edilmiştir.
Davacılar vekili, davalılardan ... ile diğer davalıların murisi ...’ın, 05/05/2013 tarihinde davacılardan ... ve ...’un oğlu, ...’in eşi olan ...’u ateşli silahla öldürdüklerini, davacıların geçimlerinin müteveffa ... tarafından sağlandığını, davalılardan ... ve diğer davalıların murisi ...’ın eylemi nedeniyle davacıların, müteveffa ...’un desteğini kaybettiklerini, davalılardan ...’ın ceza mahkemesinde yargılanıp cezalandırılmasına karar verildiğini belirterek oluşan maddi zararın tazmini talep etmiştir.
Davalılar vekili, davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece, davacıların eldeki davayı açmadan önce, müteveffa ...’un mirasını kayıtsız ve şartsız reddettikleri, müteveffa ...’un yeni evlendiği ve bu nedenle düğün borcu bulunduğu, ayrıca müteveffanın, ...’ı öldürmesi nedeniyle davacılar aleyhine maddi ve manevi tazminat davası açıldığı, müteveffanın gelirinin asgari ücret düzeyinde olduğu, elde ettiği geliri yakınlarına destek olarak harcamayıp borçlarını ödemekte kullanacağı, dolayısıyla müteveffanın yakınlarına bakım gücü olmadığından davacılarının destek zararının da oluşmayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacılar vekili tarafından temyizi üzerine de Dairemizin 08/02/2018 gün ve 2016/2804-2018/740 sayılı ilamı ile onanmıştır.
Dosya kapsamından, davacılar tarafından ... 1. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2013/737 esas ve 2013/954 karar sayılı ilami ile muris ...’un mirasını kayıtsız ve şartsız reddettileri ve kararın 05/12/2013 tarihinde kesinleştiği anlaşılmaktadır.
Destekten yoksun kalma tazminatının yasal dayanağı 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 45. maddesi (6098 sayılı TBK'nın 53. maddesi) olup destek kavramı, hukuki bir ilişkiyi değil, eylemli bir durumu amaçlar ve hısımlık ilişkisine ya da yasanın nafaka hakkındaki düzenlemelerine dayanmaz. Yasa gereğince bir kimseye yardım etmek zorunda bulunan kişi değil, eylemli ve düzenli olarak onun geçiminin bir bölümünü veya tümünü sağlayacak biçimde yardım eden ve
olayların olağan akışına göre, eğer ölüm gerçekleşmeseydi az veya çok yakın bir gelecekte de bu yardımı sağlayacak olan kimse destek sayılır. Destek mutlaka para veya maddi katkı şeklinde olmayabilir. Bunun dışında çeşitli hizmet ve yardımlar ile de destek olunabilir.
Yine destekten yoksun kalma tazminatı niteliği itibarıyla, üçüncü kişilere, desteğin gelir ve yardımından yoksun kalmaları nedeniyle tanınmış, bağımsız bir hak olup, mirasçılık sıfatı ve miras hukuku ile ilgisi yoktur. Çünkü bu hak, mirasçılık sıfatından değil, eylemli olarak destek olanın ölümü nedeniyle, onun gelir ve yardımından yoksun kalma ya da farazi destek olma olgusundan kaynaklanmaktadır.
Bu itibarla, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 53. maddesinde “ölenin desteğinden yoksun kalan kişiler” tabirinden, ölenle aralarında yakın ilişki bulunan anası, babası, eşi, çocukları, kardeşleri, nişanlısı, hatta evlilik dışı birlikte yaşadığı kimsenin anlaşılması gerektiği; miras hukuku ile ilgili olmadığı için de, mirasçı olmak veya ölen yönünden nafaka borçlusu bulunmak zorunluluğunun bulunmadığı her türlü duraksamadan uzaktır (Turgut Uygur, Açıklamalı Içtihatlı Borçlar Kanunu Sorumluluk ve Tazminat Hukuku, Ankara 2003, 2.Cilt, s:2062). Bu haliyle destekten yoksun kalma tazminatı talep edebilecek kimseler yönünden her hangi bir sınırlama yapılmadığı ve müteveffanın yardımından mahrum kalma esasının kabul edildiği kuşkusuzdur.
Sonuç olarak, destekten yoksun kalma tazminatı nitelik itibariyle bağımsız bir hak olup ölen kimse ile davacılar arasında kanuni veya akdi bir bakım yükümlülüğü, mirasçılık ya da akrabalık ilişkisi bulunması gerekmediğinden, mirasın reddedilmiş olması, destekten yoksun kalma davasının açılmasına engel değildir. Yine destek kavramı eylemli ve düzenli bir durumu ifade edip mutlaka para ve maddi katkı şeklinde olması gerekmediğinden, desteğin borcu olması, talep edilen destekten yoksun kalma tazminatının reddedilmesini gerektirmez. Zira dosya kapsamında dinlenen taraf tanıklarının beyanlarından davacıların müteveffa ... ile aynı evde ikamet ettikleri ve evin geçimini müteveffa ...’un sağladığı anlaşılmaktadır.
Şu durumda mahkemece açıklanan yönler gözetilmeyerek, yerinde olmayan gerekçeyle destekten yoksun kalma tazminatına ilişkin istemin tümden reddedilmiş olması usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekir ise de, bu yön gözetilmeden karar onanmış olduğundan, davacı vekilinin karar düzeltme istemi kabul edilmeli, Dairemizin 08/02/2018 gün ve 2016/2804 esas ve 2018/740 karar sayılı onama kararı kaldırılmalı ve yerel mahkeme kararı açıklanan nedenle bozulmalıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan sebeplerle Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 440-442. maddeleri gereğince davacı vekilinin karar düzeltme isteminin kabulüne; Dairemizin 08/02/2018 gün ve 2016/2804 esas, 2018/740 karar sayılı onama kararının kaldırılmasına; kararın yukarıda gösterilen nedenle BOZULMASINA ve tashihi karar talep eden davacılardan önceki onama kararımızla alınan harç ile peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 15/05/2019 gününde oy birliğiyle karar verildi.