DAVALI-KARŞI DAVACI ERKEĞIN FIILI AYRILIK DÖNEMINDE ÜÇÜNCÜ BIR KIŞI ILE YAPTIĞI YAZIŞMALARIN DAVACI-KARŞI DAVALI KADIN TARAFINDAN NE ŞEKILDE ELDE EDILDIĞI BELLI OLMADIĞINDAN, HUKUKA AYKIRI OLAN BU DELILE ITIBAR EDILEREK DAVALI-KARŞI DAVACI ERKEĞE KUSUR YÜKLENMESI YERINDE DEĞİLDİR.
YARGITAY
2. HUKUK DAİRESİ
Esas Numarası: 2019/1601
Karar Numarası: 2019/8698
Karar Tarihi: 16.09.2019
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı-karşı davacı erkek tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre davalı-karşı davacı erkeğin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir.
2-Taraflar arasındaki evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına dayalı karşılıklı boşanma davasının yapılan yargılaması sonunda, ilk derece mahkemesince her iki davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına karar verilerek ortak çocuğun velayeti davacı-karşı davalı kadına verilmiş; ortak çocuk için tedbir-iştirak ve kadın yararına tedbir- yoksulluk nafakası ile maddi ve manevi tazminata hükmedilmiştir.
İlk derece mahkemesi, kadının güven sarsıcı davaranışları olduğunu, erkeğin de evlilik yükümlülüklerini ihmal ettiğini ve aynı zamanda güven sarsıcı davranışları olduğunu belirterek erkeğin ağır, kadının hafif kusurlu olduğuna hükmetmiştir.
İlk derece mahkemesi kararına karşı davacı-karşı davalı kadın tarafından kişisel ilişki; davalı-karşı davacı erkek tarafından da kadının davası, kusur belirlemesi, aleyhine hükmedilen tazminatlar ile kendi tazminat taleplerinin reddi, tedbir-yoksulluk nafakası ile velayet yönünden istinaf kanun yoluna başvurulmuş ve bölge adliye mahkemesince, ilk derece mahkemesinin kusur tespitinin yerinde olduğundan bahisle, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir. Hüküm davalı-karşı davacı erkek tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı-karşı davalı kadın, erkeğin güven sarsıcı davranışları vakıasına ilk kez davalı-karşı davacı erkeğin karşı dava dilekçesine verdiği cevap dilekçesinde dayanmış ve erkeğin davacı-karşı davalı kadının arkadaşına sosyal medyadan mesajlar gönderdiğini belirtmiştir. Davalı-karşı davacı erkeğe kusur olarak yüklenen güven sarsıcı davranışa konu olan mesaj kayıtları davacı-karşı davalı kadının delil listesi ekinde sunulan ve erkeğin, kadının arkadaşı dışında, başka bir kadınla yaptığı yazışmalardır. Bölge adliye mahkemesi kararında, erkeğin yazışmaları kabul ettiğinden bahisle, erkeğin başvurusunun esastan reddine karar verilmişse de fiili ayrılık döneminde yapıldığı ileri sürülen yazışmaların tarihi belli değildir. Bunun yanında, davalı-karşı davacı erkeğin fiili ayrılık döneminde üçüncü bir kişi ile yaptığı yazışmaların davacı-karşı davalı kadın tarafından ne şekilde elde edildiği belli olmadığından, hukuka aykırı olan bu delile itibar edilerek davalı-karşı davacı erkeğe kusur yüklenmesi yerinde olmamıştır.
Tarafların mahkemece kabul edilen ve gerçekleşen kusurlu davranışlarına göre eşit kusurlu olduklarının kabulü gerekir. Bu husus gözetilmeden erkeğin ağır kusurlu olarak kabulü doğru olmamıştır.
3-Yukarıda 2. bentte açıklandığı üzere, tarafların boşanmaya sebebiyet veren olaylarda eşit derecede kusurlu oldukları anlaşılmaktadır. Boşanma sonucu maddi ve manevi tazminata hükmedilebilmesi için tazminat yükümlüsünün kusurlu, tazminat talep eden eşin ise kusursuz veya diğerine göre daha az kusurlu olması gerekir (TMK m. 174/1-2). Mahkemece davalı-karşı davacı erkeğin, davacı-karşı davalı kadına nazaran ağır kusurlu olduğunun kabulü ve yanılgılı kusur belirlemesine bağlı olarak kadın lehine maddi ve manevi tazminata hükmedilmesi isabetsiz olmuş ve bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda 2. ve 3. bentlerde gösterilen sebeplerle BOZULMASINA, temyize konu diğer bölümlerin ise yukarıda 1. bentte gösterilen seebple ONANMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, dosyanın ilk derece mahkemesine, karardan bir örneğinin ilgili bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine gönderilmesine oybirliğiyle karar verildi. 16.09.2019 (Pzt.)
ES Hukuk Bürosu, Şişli Avukatlık Bürosu, Mecidiyeköy Avukatlık Bürosu, Şişli Hukuk Bürosu, Mecidiyeköy Hukuk Bürosu