İnternet sitemizde paylaşılan Yargıtay Kararları tamamen bilgilendirme amaçlı olup, kararların doğruluğu yargitay.gov.tr adresinden teyit edilmeden kullanılan kararlardan doğabilecek zararlar için ES Hukuk Bürosu hiçbir sorumluluk kabul etmemektedir.

BELEDIYENIN HACZEDILMEZLIK ŞIKAYETININ KABUL EDILEBILMESI İÇIN MAHCUZLARIN KAMU HIZMETINDE FIILEN KULLANILMASININ ZORUNLU OLDUĞU

01.08.2019 2802

YARGITAY
12. HUKUK DAİRESİ
E. 2018/11932
K. 2018/12803
T. 4.12.2018

* HACZEDİLMEZLİK ŞİKAYETİ 

( 5393 S.K. 15/Son Md.si'ne Göre Belediyenin Haczedilmezlik Şikayetinin Kabul Edilebilmesi İçin Mahcuzların Kamu Hizmetinde Fiilen Kullanılmasının Zorunlu Olduğu/Asıl Olan Alacaklının Alacağına Kavuşmasını Sağlamak Olduğundan Kural Olarak Borçlunun Tüm Mallarının Haczinin Mümkün Olduğu - Bir Malın Haczedilememesi İçin Yasal Bir Düzenlemenin Bulunması Zorunlu Olduğu/Haczedilmezlik İstisnai Bir Durum Olduğundan Bu Yöndeki Düzenlemelerin Dar Yorumlanacağı )

* İDARENİN MAL HAK VE ALACAKLARININ HACZİ ( Şikayet - 5393 S.K.15/Son Maddesinde Açıkça Haczedilmezlik İçin Vergi Resim Harç Geliri Olma Ya da "Fiilen Kamu Hizmetinde Kullanılma" Koşullarının Kabul Edilmesi Karşısında Belediyeye Ait Bir Paranın Haczedilmezliği Ancak Fiili Durumun Tespiti İle Belirleneceğinden Hacizli Banka Hesabındaki Paralara İlişkin Olarak Kamuya Tahsis Kararı Bulunmasının Sonuca Etkisi Olmadığı Haczedilen Hesapların Havuz Hesabı Olduğunun Saptanması Halinde Haczedilmezlik Şikayetinin Reddedileceği )

* BİR MALIN HACZEDİLEMEMESİ İÇİN YASAL DÜZENLEMENİN ZORUNLULUĞU ( Borçlu Belediyeye Ait Taşınır Ya da Taşınmaz Bir Malın Haczedilmezliği İçin O Malın Fiilen Kamu Hizmetinde Kullanılmasının Gerektiği Tartışmasız Olup O Malın Kamu Hizmetinin Yürütülebilmesi Amacına Uygun Bulunması Gereği/Mahkemece Haczedilen Hesapların Havuz Hesabı Olduğunun Saptanması Halinde Haczedilmezlik Şikayetinin Reddine Hesaplardaki Paraların Vergi Resim Harç veya Bu Hükümde Olmaları Halinde İse Haczedilemeyeceği Gözetilerek Kabulüne Karar Verileceği )

2942Geç.m.6

5393/m.15/son

ÖZET : Dava, borçlu Belediyenin haczedilmezlik şikayetine ilişkindir. 5393 Sayılı Belediye Kanunu'nun 15/son maddesinde; "Belediyenin kamu hizmetinde fiilen kullanılan malları ile belediye tarafından tahsil edilen vergi, resim ve harç gelirleri haczedilemez" düzenlemesine yer verilmiştir. Bu maddeye göre, belediyenin haczedilmezlik şikayetinin kabul edilebilmesi için, mahcuzların kamu hizmetinde fiilen kullanılması zorunludur.Asıl olan, alacaklının alacağına kavuşmasını sağlamak olduğundan, kural olarak borçlunun tüm mallarının haczi mümkündür. Bir malın haczedilememesi için yasal bir düzenlemenin bulunması zorunludur. Haczedilmezlik istisnai bir durum olduğundan, bu yöndeki düzenlemelerin dar yorumlanması gerekir.

5393 Sayılı Belediye Kanunu'nun 15/son maddesinde açıkça haczedilmezlik için vergi, resim, harç geliri olma ya da "fiilen kamu hizmetinde kullanılma" koşullarının kabul edilmesi karşısında, belediyeye ait bir paranın haczedilmezliği ancak fiili durumun tespiti ile belirlenmelidir. Bu nedenledir ki hacizli banka hesabındaki paralara ilişkin olarak kamuya tahsis kararı bulunmasının sonuca etkisi yoktur.

Borçlu Belediyeye ait taşınır ya da taşınmaz bir malın haczedilmezliği için o malın fiilen kamu hizmetinde kullanılmasının gerektiği tartışmasız olup, bir malın fiilen kamu hizmetinde kullanıldığının kabulü için ise, o malın kamu hizmetinin yürütülebilmesi amacına uygun bulunması gerekir. O halde; mahkemece bozma kararından sonra yeniden yapılan yargılamada, şikayete konu haczedilen tüm hesaplar üzerinde Yargıtay denetimine imkan tanıyacak şekilde uzman bilirkişi aracılığıyla inceleme yaptırılarak, haczedilen paraların niteliklerinin belirlenmesi, hesapların havuz hesabı olduğunun saptanması halinde haczedilmezlik şikayetinin reddine, hesaplardaki paraların, vergi, resim, harç veya bu hükümde olmaları halinde ise haczedilemeyeceği gözetilerek şikayetin kabulüne karar verilmesi gerekir.

DAVA : Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hâkimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:

KARAR : Alacaklı tarafından borçlu aleyhine kamulaştırmasız elatma nedeniyle tazminat ilamına dayalı olarak başlatılan örnek 4-5 ilamlı icra takibinde; borçlu belediyenin Garanti Bankası Şubesi'nde bulunan hesabına, ayrıca üçüncü şahıslardaki tüm hak ve alacaklarına konulan haczin 5393 Sayılı Belediye Kanunu'na aykırı olduğunu ileri sürerek hacizlerin kaldırılmasını talep ettiği, mahkemece, takip konusu ilamın karar tarihi nazara alındığında 6487 Sayılı Kanun'un 21. maddesiyle değişik 2942 Sayılı Kanun'un Geçici 6. maddesinin yürürlükte olduğu dönemdeki yasal düzenleme uyarınca ilam konusu alacak nedeniyle idarenin mal, hak ve alacakları haczedilemeyeceğinden şikayetin kabulüyle hacizlerin kaldırılmasına karar verildiği,anılan kararın, alacaklı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 01.03.2016 tarih ve 2015/5198 E. - 2016/3644 K. sayılı ilamı ile “... 19.12.2013 Karar tarihli takip konusu ilamda; idarenin kamulaştırmasız elatma eyleminin 1983 yılından öncesine ait olduğuna ilişkin iddia ve bilgi bulunmadığı, bu nedenle kamulaştırmasız elatmaya ilişkin eylemin 1983 yılından sonra olduğunun kabulü gerektiğinden 2942 Sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun Geçici 6. maddesinin 13. fıkrası Anayasa'ya aykırı görülerek 13.11.2014 tarihinde Anayasa Mahkemesi'nce iptal edilmiş olmakla uygulanırlığı kalmadığından kamulaştırmasız elatmaya dayalı tazminat ilamlarından kaynaklı davalarda borçlunun gayrimenkul, menkul, hak ve alacaklarına haciz uygulanması hukuka uygundur. Açıklanan nedenlerle Anayasa Mahkemesi'nin anılan iptal kararı kapsamında 6487 Sayılı Kanun'un 21. maddesiyle değişik 2942 Sayılı Kanun'un Geçici 6. maddesine dayalı haczedilmezlik şikayetinin reddine karar verilmesi gerektiği gibi borçlu vekili tarafından bu yönde yapılmış bir başvuru da bulunmamaktadır...” gerekçesi ile mahkeme kararın bozulduğu,borçlu vekilinin karar düzeltme talebinin Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 03.02.2017 tarih ve 2016/12078 E. - 2017/1033 K. sayılı ilamı ile reddine karar verildiği, mahkemece, 08.06.2017 tarihli celsede bozma ilamına uyulmasına karar verilerek dosya borcunun ödenmiş olması nedeni ile konusu kalmayan şikayet hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verildiği,iş bu kararın borçlu vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 11.10.2017 tarih ve 2017/14295 E. - 2017/12655 K. sayılı ilamı ile haciz nedeniyle hesaptan gelen paranın ödenmesinin haczedilmezlik şikayetinin esasının incelenmesine engel olmadığı, şikayetin esasının incelenip sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği gerekçesi ile ikinci kere bozulduğu, mahkemece, 05.04.2018 tarihli celsede ikinci bozma ilamına uyulmasına karar verilerek 2942 Sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun Geçici 6. maddesinin 13. fıkrası Anayasa'ya aykırı görülerek 13.11.2014 tarihinde Anayasa Mahkemesi'nce iptal edilmiş olmakla uygulanırlığı kalmadığından kamulaştırmasız elatmaya dayalı tazminat ilamlarından kaynaklı davalarda borçlunun gayrimenkul, menkul, hak ve alacaklarına uygulanan haczin hukuka uygun olduğu gerekçesi ile Anayasa Mahkemesi'nin anılan iptal kararı kapsamında 6487 Sayılı Kanun'un 21. maddesiyle değişik 2942 Sayılı Kanun'un Geçici 6. maddesine dayalı haczedilmezlik şikayetinin reddine karar verildiği görülmektedir. Bilindiği üzere; Mahkemece, Yargıtay bozma ilamına uyulmasına karar verilmesi halinde (HMK'nun 373. maddesi) mahkeme artık bu uyma kararı ile bağlıdır (HGK 2010/9-71 E., 2010/87 K.).Bozma kararına uygun yeni bir karar vermek zorundadır. Çünkü bozmaya uyma kararı ile bozma yararına olan taraf için usule ilişkin kazanılmış hak doğmuş olur. Somut olayda, Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 11.10.2017 tarih ve 2017/14295 E. - 2017/12655 K. sayılı bozma ilamında, şikayetin esasının incelenip sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği hususu açıkça belirtilmiş olmasına ve mahkemece bozma ilamına uyulmasına rağmen şikayetin esası incelenmediği gibi borçlu belediye vekilinin icra mahkemesine başvurusunda sadece Belediye Kanunu'nun 15. maddesi gereğince mal ve alacaklarının haczedilemez olduğunu ileri sürdüğü halde, 6487 Sayılı Kanun'un 21. maddesiyle değişik 2942 Sayılı Kanun'un Geçici 6. maddesine dayalı haczedilmezlik şikayeti hakkında karar verilmiş olduğu görülmektedir. Yukarıda açıklandığı üzere, mahkemenin bozma ilamına uyması ile borçlu yararına usuli kazanılmış hak meydana gelmiştir. Bu durumda, mahkemece yapılacak iş, uyduğu bozma ilamında gösterilen esas çerçevesinde işlem yapmak ve hüküm kurmaktan ibarettir. Öte yandan; Borçlu belediyenin şikayetinde, Belediye Kanunu'nun 15. maddesi gereğince kamu yararına tahsis edilmiş olan banka hesabı, taşınır,taşınmaz malları ile alacaklarının haczedilemez olduğunu ileri sürdüğü görülmektedir. 5393 Sayılı Belediye Kanunu'nun 15/son maddesinde; "Belediyenin kamu hizmetinde fiilen kullanılan malları ile belediye tarafından tahsil edilen vergi, resim ve harç gelirleri haczedilemez" düzenlemesine yer verilmiştir. Bu maddeye göre, belediyenin haczedilmezlik şikayetinin kabul edilebilmesi için, mahcuzların kamu hizmetinde fiilen kullanılması zorunludur.Asıl olan, alacaklının alacağına kavuşmasını sağlamak olduğundan, kural olarak borçlunun tüm mallarının haczi mümkündür. Bir malın haczedilememesi için yasal bir düzenlemenin bulunması zorunludur. Haczedilmezlik istisnai bir durum olduğundan, bu yöndeki düzenlemelerin dar yorumlanması gerekir.

5393 Sayılı Belediye Kanunu'nun 15/son maddesinde açıkça haczedilmezlik için vergi, resim, harç geliri olma ya da "fiilen kamu hizmetinde kullanılma" koşullarının kabul edilmesi karşısında, belediyeye ait bir paranın haczedilmezliği ancak fiili durumun tespiti ile belirlenmelidir. Bu konuda ispat yükü borçluya düşmektedir. Bir diğer anlatımla, haczedilen paraların vergi, resim, harç geliri olduğunu ya da fiilen kamu hizmetinde kullanıldığını borçlu Belediye ispatlamalıdır. Bu nedenledir ki hacizli banka hesabındaki paralara ilişkin olarak kamuya tahsis kararı bulunmasının sonuca etkisi yoktur.

SONUÇ : Buna göre, borçlu Belediyeye ait taşınır ya da taşınmaz bir malın haczedilmezliği için o malın fiilen kamu hizmetinde kullanılmasının gerektiği tartışmasız olup, bir malın fiilen kamu hizmetinde kullanıldığının kabulü için ise, o malın kamu hizmetinin yürütülebilmesi amacına uygun bulunması gerekir. O halde; mahkemece, Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 11.10.2017 tarih ve 2017/14295 E. - 2017/12655 K. sayılı bozma kararından sonra yeniden yapılan yargılamada,yukarıda açıklanan ilke ve kurallar gözetilerek şikayete konu haczedilen tüm hesaplar üzerinde Yargıtay denetimine imkan tanıyacak şekilde uzman bilirkişi aracılığıyla inceleme yaptırılarak, haczedilen paraların niteliklerinin belirlenmesi, hesapların havuz hesabı olduğunun saptanması halinde haczedilmezlik şikayetinin reddine, hesaplardaki paraların, vergi, resim, harç veya bu hükümde olmaları halinde ise haczedilemeyeceği gözetilerek şikayetin kabulüne karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile takip dayanağı ilamdaki alacağın türü dikkate alınarak yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.

SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kabulüyle mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nin 366. ve HUMK'nin 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 04.12.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.


 

İletişim

ES HUKUK BÜROSU
ÖDEME YAPMAK İÇİN TIKLAYINIZ

Sosyal Medya

E-Bülten


BBC Röportajı

Son Eklenen Makaleler