İnternet sitemizde paylaşılan Yargıtay Kararları tamamen bilgilendirme amaçlı olup, kararların doğruluğu yargitay.gov.tr adresinden teyit edilmeden kullanılan kararlardan doğabilecek zararlar için ES Hukuk Bürosu hiçbir sorumluluk kabul etmemektedir.

AYRILIK SONRASINDA SÜREKLİ OLARAK ESKİ SEVGİLİNİN KARŞISINA ÇIKMA ŞEKLİNDEKİ EYLEMLER HUZUR VE SÜKUNU BOZMA SUÇUNU OLUŞTURABİLİR.

14.04.2025 61

12. Ceza Dairesi 2024/652 E. , 2025/994 K. "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Ceza Dairesi SAYISI : 2023/1331 E., 2023/2014 K. SUÇ : Kişilerin huzur ve sükununu bozma HÜKÜM : İstinaf başvurusunun kabulü ile; İlk derece mahkemesinin kararı kaldırılarak kurulan mahkumiyet TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Temyiz isteminin esastan reddi ile hükmün onanması Sanık hakkında kişilerin huzur ve sükununu bozma suçundan kurulan hüküm yönünden, katılan Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı'nın doğrudan zarar gören sıfatı bulunmadığından katılan Bakanlık vekilinin temyiz talebinin reddi gerektiği belirlenmiştir. İlk Derece Mahkemesince verilen hükme yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararın; sanık müdafii ve katılan vekili tarafından temyizi üzerine yapılan ön inceleme neticesinde 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun (5271 sayılı Kanun) 298/1. maddesindeki temyiz istemlerinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı tespit edilmekle, işin esasına geçildi, gereği düşünüldü: I. HUKUKÎ SÜREÇ İlk Derece Mahkemesince sanık hakkında kişilerin huzur ve sükunu bozma suçunun sanık tarafından işlendiğinin sabit olmaması nedeniyle 5271 sayılı Kanunun 223/2-e maddesi gereği beraatine karar verilmiş, Bölge Adliye Mahkemesince sanık hakkında ilk derece mahkemesince kurulan beraat hükmü kaldırılarak kişilerin huzur ve sükunu bozma suçundan 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun (5237 sayılı Kanun) 123/1. maddesi gereği 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiş, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca temyiz isteminin esastan reddi ile hükmün onanması kararı verilmesi görüşünü içeren Tebliğname ile dava dosyası Daireye tevdi edilmiştir. II. TEMYİZ SEBEPLERİ Sanık müdafiinin temyiz sebepleri; eksik inceleme yapıldığı, isnadedilen suçun işlendiğine dair mahkumiyete yetecek derecede delil bulunmadığı ve müvekkilinin beraatı gerektiği, bu nedenle hükmün bozulması gerektiğine, Katılan vekilinin temyiz sebepleri; sanık hakkında üst hadden ceza verilmesi gerektiğine, eksik ceza tayin edildiğine ilişkindir. III. OLAY VE OLGULAR İlk Derece Mahkemesince, dosyada mevcut belge ve bilgiler, soruşturma ve kovuşturma evrelerinde alınan beyanlarla birlikte dikkate alınarak yapılan değerlendirmede; sanık ile katılanın bir süre görüştükleri, ayrılmaları sonrasında sanığın katılanın gittiği yerlerde karşısına çıktığı katılanın anlayamayacağı şekilde sözler sarf ettiği, aracıyla etrafında dolaştığı, oturduğu kafenin önünden defalarca geçerek katılanın huzur ve sükununu bozduğu olayda sanık hakkında beraat kararı verilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesince, İlk Derece Mahkemesinin kararı kaldırılarak sanık hakkında kişilerin huzur ve sükununu bozma suçundan cezalandırılmasına karar verilmiştir. IV. GEREKÇE VE KARAR A. Katılan Kurum Vekilinin Temyiz İstemlerinin İncelemesinde; Kişilerin huzur ve sükununu bozma suçu bakımından doğrudan ve/veya dolaylı olarak zarar görmeyen Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı'nın davaya katılmasına karar verilmiş ise de; davaya müdahil olarak katılma kararının Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı vekilince kararın temyiz edilmesine olanak vermeyeceği anlaşıldığından; katılan Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı vekilinin anılan suçtan kurulan hükme yönelik temyiz isteminin 5271 sayılı Kanun'un 296/1. ve 298. maddeleri gereğince Tebliğname'ye aykırı olarak REDDİNE, B. Sanık Müdafii Ve Katılan Vekilinin Temyiz İstemlerinin İncelemesinde; Sanık hakkında kasten işlemiş olduğu suçtan dolayı hapis cezasına mahkumiyetin kanuni sonucu olarak 5237 sayılı Kanunun 53/1. maddesinde öngörülen hak yoksunluklarına hükmedilmemesi; Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 19.03.2013 tarihli, 2012/2-1500-2013/95 sayılı kararında da vurgulandığı üzere, güvenlik tedbiri niteliğindeki bu hususun, kazanılmış hakka konu olmaması nedeniyle infaz aşamasında gözetilebileceği değerlendirildiğinden, bozma sebebi sayılmamıştır. Yargılama sürecindeki işlemlerin usûl ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eyleme uyan suç vasfının doğru biçimde belirlendiği anlaşılmakla, sanık müdafii ve katılan vekili tarafından öne sürülen temyiz sebepleri ve 5271 sayılı Kanunun 289/1. maddesi ile sınırlı olarak yapılan temyiz incelemesi sonucunda hukuka aykırılık görülmediğinden 5271 sayılı Kanun’un 302/1. maddesi gereği, Tebliğnameye uygun olarak TEMYİZ İSTEMİNİN ESASTAN REDDİ İLE HÜKMÜN ONANMASINA, Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanunun 304/1. maddesi uyarınca Bartın 1. Asliye Ceza Mahkemesine Yargıtay ilâmının bir örneğinin ise Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 03.02.2025 tarihinde oybirliğiyle karar verildi. ********** Kişisel Verilerden Arındırılmıştır **********