İnternet sitemizde paylaşılan Yargıtay Kararları tamamen bilgilendirme amaçlı olup, kararların doğruluğu yargitay.gov.tr adresinden teyit edilmeden kullanılan kararlardan doğabilecek zararlar için ES Hukuk Bürosu hiçbir sorumluluk kabul etmemektedir.

DAVACININ 9 YILLIK SÜRE İÇİNDE İZİN KULLANMAMASI HAYATIN OLAĞAN AKIŞINA AYKIRI OLDUĞU GİBİ DAVACININ ÜST DÜZEY YÖNETİCİ OLMASI VE KAÇ GÜN YILLIK İZİN KULLANDIĞINA DAİR NET BİR BEYANI OLMAMASI DİKKATE ALINARAK HÜKÜM ALTINA ALINAN YILLIK İZİN MİKTARINDAN %50 ORANINDA İNDİRİM YAPILMASI GEREKTİĞİNE KARAR VERİLMİŞTİR.

10.09.2024 415

9. Hukuk Dairesi 2024/6366 E. , 2024/9427 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 25. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/1419 E., 2023/2306 K.
KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 15. İş Mahkemesi
SAYISI : 2018/533 E., 2023/153 K.
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanınkısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesinin 18.10.2018 tarihlikararı ile görevsizlik kararı verilmesinin hatalı olduğu gerekçesi ile yeniden yargılama yapılmak üzere İlkDerece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılmasına ve dosyanın Mahkemesine gönderilmesine kararverilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesinin kaldırma kararı sonrası İlk Derece Mahkemesince yeniden yapılan yargılamasonucunda, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusununesastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı vediğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildi.
Davalı vekilince temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılmasının istenilmesi üzerine, işin duruşmayatâbi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 04.06.2024 Salı günü tayin edilerek taraflara tebligat gönderilmiştir.
Duruşma günü davalı vekili Avukat ... ile davacı vekili Avukat ... geldiler.
Duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya sonverildi.
Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereğidüşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı işyerinde 07.09.2007-10.04.2017 tarihine kadar davalıbünyesinde en son genel müdür ünvanı ile, işletmenin ve işyerinin bütününü sevk ve idare etmekle yetkilive sadece Yönetim Kuruluna bağlı işveren vekili olarak aylık net 25.000,00 TL ücretle çalıştığını, taraflararasında öncelikle işe giriş sırasında tüm personelle imzalanan klasik ve herhangi bir özel hükümiçermeyen iş sözleşmesi imzalandığını, fakat müvekkilinin pozisyonu gereği iş sözleşmesinin 22.12.2016tarihli ek protokol ile revize edildiğini, ek protokol ile taraflar arasında imzalanan iş sözleşmesinin (7.2) ve(7.3) hükümlerinin yazılmış sayılmasına ve iş sözleşmesine "Fesih Maddesi" başlıklı 8 inci maddenineklenmesine karar verildiğini, davacının iş sözleşmesinin haksız olarak feshedildiğini, 42.143,56 TL kıdemtazminatı, 33.475,54 TL ihbar tazminatı ve 10 günlük çalışmasının karşılığı olarak 5.133,31 TL ücretalacağının ödendiğini, bu ödemenin eksik olduğunu, davacının gerçek ücretinin çalıştığı tüm süre boyuncaeksik bildirildiğini, işten ayrılmadan önce net 25.000,00 TL ücret alıyor olmasına rağmen 15.000,00 TLüzerinden sigortalı gösterildiğini, elden ücret uygulamasının işyerinde genel bir uygulama olduğunubelirterek ihbar tazminatı, yıllık ücretli izin alacağı, prim alacağı ile ücret ve iade alınan bilgisayar bedelialacağının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; öncelikle görev itirazında bulunduklarını, davacının davalı Şirkette genelmüdür sıfatıyla çalışmakta iken işten çıktığından taraflar arasındaki hukuki ilişkinin bir iş sözleşmesiniteliğinde değil vekâlet sözleşmesi ilişkisi niteliğinde sayılacağını, davacının işten ayrıldıktan bir süre sonra26.05.2017 tarihinde işyerine geldiğini, kendisine yasal alacakları olan kıdem ve ihbar tazminatı ve 10günlük ücretinin ödeneceğinin belirtildiği ve bu amaçla bir çek tanzim edilerek ödeme yapılmasınınamaçlandığını, bunun davacı tarafından kabul edilmemesi üzerine de ödemenin davacının banka hesabınayapıldığını, davacının fesih tarihi itibarıyla net ücretinin 15.000,00 TL olduğunu, ücretinin tümünün
6.09.2024 12:46 about:blank
about:blank 1/4
ödemesinin banka kanalıyla yapıldığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacının 07.09.2007-10.04.2017tarihleri arasında en son net 15.000,00 TL aylık ücretle davalıya ait işyerinde çalıştığı, iş sözleşmesinindavalı tarafından haklı olmayan nedenle feshedildiği, davacının ihbar tazminatına hak kazandığı, prim veyıllık izin alacağının ödendiğinin davalı tarafından ispatlanmadığı, davacının ücret ve iade alınan bilgisayarbedeli alacağı bulunduğu ispatlanamadığından bu alacaklara hak kazanmadığı gerekçesiyle davanın kısmenkabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekilince istinafbaşvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı vekili; davada görevli mahkemesinin ticaret mahkemesi olduğunu, protokolün geçersiz olduğunu,davacının alacağının bulunmadığını, zamanaşımı def'inde bulunduklarını, davacının yıllık izinlerinikullandığını, davacının genel müdür olduğunu ve bu görevden kaynaklı konumu ve yetkileri dikkatealındığında, kullandığı yıllık izinlere ilişkin olarak kendisine bir belgenin imzalatılamayacak olduğunubelirterek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılması istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacı ile davalı Şirket arasındahukuki anlamda vekâlet ilişkisinden söz edilemeyeceği, taraflar arasındaki işçi işveren ilişkisinden kaynaklıiş ilişkisi bulunduğu, iş sözleşmesi ek protokolün (8.2) nci maddesi ile iş sözleşmesinin feshi hâlinde ihbarsüresinin 1 yıl olarak belirleneceği ve 1 yıllık ücreti tutarı ödeneceğinin ve (8.3) üncü madde de işsözleşmesinin feshi hâlinde çalışılan her yıla karşılık 1 aylık net ücreti tutarında prim ödeneceğininbelirtildiği, davalı işveren tarafından davacının iş sözleşmesinin haklı neden bildirilmeksizin feshedildiği,davacı ilgili protokolün (8.2) ve (8.3) maddeleri gereğince belirlenen kurallar çerçevesinde davacınınbakiye ihbar tazminatına ve prim ücreti alacağına hak kazandığı, yıllık izinlerin kullanıldığına dair davalınınyıllık izin defteri veya eşdeğer yazılı belge sunamadığı, davacının yıllık izin alacağı bulunduğu gerekçesiyleistinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz istemindebulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili; istinaf dilekçesinde belirttiği sebepler ile temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık; davacının ücretinin miktarı, ihbar tazminatı, yıllık ücretli izin ve prim alacaklarının bulunupbulunmadığı ve hesaplanması noktasındadır.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile371 inci maddesi.
2. 4857 sayılı İş Kanunu'nun (4857 sayılı Kanun) 17, 32 ve 53, 59 uncu maddeleri.
3. Dairemizin 07.06.2021 tarihli ve 2021/5697 Esas, 2021/9959 Karar sayılı kararı.
3. Değerlendirme
1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ileuygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarınave temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı vekilinin aşağıdaki paragrafların dışındakitemyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. İş sözleşmesi taraflara sürekli olarak borç yükleyen bir özel hukuk sözleşmesi olsa da taraflardanherhangi birinin iş sözleşmesini bozmak için karşı tarafa yönelttiği irade açıklamasıyla ilişkiyi sonaerdirmesi mümkündür.
3. Fesih ... iş sözleşmesini derhal veya belirli bir sürenin geçmesiyle ortadan kaldırabilme yetkisi veren bozucu yenilik doğuran ve karşı tarafa yöneltilmesi gereken bir haktır.
4. 4857 sayılı Kanun'un 17 nci maddesinde düzenlenen bildirimli fesih, belirsiz süreli iş sözleşmeleri içinsöz konusudur. Başka bir anlatımla belirli süreli iş sözleşmelerinde fesheden tarafın karşı tarafa bildirimdebulunarak bildirim süresi tanıması gerekmez.
5. Bildirim sürelerine ilişkin 4857 sayılı Kanun'un 17 nci maddesindeki kurallar nispi emredici niteliktedir.Taraflarca bildirim süreleri ortadan kaldırılamaz ya da azaltılamaz. Ancak, sürelerin sözleşme ilearttırılabileceği Kanun'da düzenlenmiştir.
6. Bildirim sürelerinin arttırılabileceği kanunda belirtilmiş olmakla birlikte bir üst sınır öngörülmemiştir.Dairemiz tarafından, üst sınırı hâkimin belirlemesi gerektiği kabul edilmektedir (Yargıtay 9. Hukuk Dairesi,21.03.2006 tarihli ve 2006/109 Esas, 2006/7052 Karar sayılı kararı). Dairemizce bildirim süresinin, enfazla ihbar tazminatı ve kötüniyet tazminatına esas süre kadar arttırılabileceği kabul edilmektedir.
7. Somut olayda, "Hizmet Akdi Ek Protokolü" başlıklı protokolün (8.2) nci maddesinde iş sözleşmesininfeshinde bildirim süresinin 1 yıl olacağı belirtilmiştir.
8. Belirtmek gerekir ki 4857 sayılı Kanun'un 17 nci maddesinde bildirim sürelerinin arttırılmasına dair birüst sınır olmaması, bu artışın sınırsız olarak yapılabileceği şeklinde yorumlanmamalıdır. Aksine düşüncetarzı, iş sözleşmesi ile bildirim süresinin 10 yıl olarak belirlenmesine ve uygulanmasına da imkân verebilir.Yine, işverence kötüniyete dayanan bir fesih durumunda hesaplanması gereken kötüniyet tazminatınıntutarı da dikkate alındığında, fahiş şekilde belirlenen bildirim sürelerine hâkimin müdahalesinin gerekliliğiortaya çıkmaktadır. Bunun karşısında yer alan sözleşme serbestisi ilkesi ile çözüme gidilmesi, zamanzaman hakkaniyete uygun olmayan sonuçlara yol açabilmektedir.
9. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 2 nci maddesinde, “Herkes, haklarını kullanırken ve borçlarınıyerine getirirken dürüstlük kurallarına uymak zorundadır. Bir hakkın açıkça kötüye kullanılmasını hukukdüzeni korumaz.” kuralı mevcuttur. Bildirim süresini fahiş şekilde artıran ek protokol hükmü, işvereninbildirimli fesih hakkını orantısız bir şekilde sınırlandırdığı gibi iş güvencesi sağlayan kurumlardan biri olanihbar tazminatına ilişkin yasal düzenlemenin amacını da aşmıştır.
10. Yukarıda açıklanan ilkeler doğrultusunda, ihbar tazminatının, bildirim süresinin sözleşme ileartırılmasına ilişkin Dairemizce benimsenen üst sınır dikkate alınarak hesaplanması gerekir.
11. 4857 sayılı Kanun'un 59 uncu maddesinde, iş sözleşmesinin herhangi bir sebeple sona ermesi hâlinde,işçiye kullandırılmayan yıllık izin sürelerine ait ücretlerin son ücret üzerinden ödeneceği hükmebağlanmıştır. Yıllık izin hakkının ücrete dönüşmesi için sözleşmenin sona erme şeklinin ve haklı olupolmadığının önemi bulunmamaktadır.
12. Yıllık izinlerin kullandırıldığı noktasında ispat yükü işverene aittir. İşveren yıllık izinlerin kullandırıldığınıimzalı izin defteri veya eşdeğer bir belge ile ispatlamalıdır.
13. 6100 sayılı Kanun'un 31 inci maddesinde, hâkimin davayı aydınlatma ödevi düzenlenmiş olup hâkimuyuşmazlığın aydınlatılmasının zorunlu kıldığı durumlarda, maddi veya hukuki açıdan belirsiz yahut çelişkiligördüğü hususlar hakkında, taraflara açıklama yaptırabilecek, soru sorabilecek ve delil gösterilmesiniisteyebilecektir.
14. Somut uyuşmazlıkta, İlk Derece Mahkemesince davacının 9 yıl boyunca hiç izin kullanmadığı kabuledilerek yıllık izin ücreti alacağının hesaplanması ve hüküm altına alınması hatalı olmuştur. Davacı asılın lkDerece Mahkemesi duruşmasında "... üzerinden çok sene geçtiği için ne kadar yıllık izin kullandığımıhatırlamıyorum, işler çok yoğun olduğu için bayram tatilleri ile birleştirip kullanırdım. ..." şeklinde beyandabulunduğu anlaşılmaktadır. Davacı davalı işyerinde genel müdür (üst düzey yönetici) olarak çalışmaktaolup yıllık izin belgesini düzenlettirme yetkisine sahiptir. Davacının 9 yıllık süre içinde izin kullanmamasıhayatın olağan akışına aykırı olduğu gibi beyanında da izin kullandığını belirtmiş; ancak ne kadar yıllıkücretli izin kullandığı yönünde net bir açıklamada bulunmamıştır. Hâl böyle olunca dosya kapsamındaki tümbilgi ve belgeler, davacının üst düzey yönetici olması ve kaç gün yıllık izin kullandığına dair net bir beyanıolmaması dikkate alındığında İlk Derece Mahkemesince hüküm altına alınan yıllık izin miktarından %50oranında indirim yapılması gerekli iken yazılı gerekçe ile karar verilmesi de hatalı olup bozmayıgerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin BölgeAdliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,
2. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,
Davalı yararına takdir edilen 17.100,00 TL duruşma vekâlet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,
Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge AdliyeMahkemesine gönderilmesine,
04.06.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

 

İletişim

ES HUKUK BÜROSU
ÖDEME YAPMAK İÇİN TIKLAYINIZ

Sosyal Medya

E-Bülten


BBC Röportajı

Son Eklenen Makaleler