İnternet sitemizde paylaşılan Yargıtay Kararları tamamen bilgilendirme amaçlı olup, kararların doğruluğu yargitay.gov.tr adresinden teyit edilmeden kullanılan kararlardan doğabilecek zararlar için ES Hukuk Bürosu hiçbir sorumluluk kabul etmemektedir.

İDRAK ÇAĞINDAKİ ÇOCUĞA VELAYET HAKKINDAKİ TERCİHİ SORULMALIDIR

15.01.2025 151

2. Hukuk Dairesi         2023/9103 E.  ,  2024/1397 K.

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1037 E., 2023/1218 K.
DAVA TARİHİ : 25.02.2020
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Adalar Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi
SAYISI : 2020/259E., 2022/32 K.

Taraflar arasındaki anlaşmalı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne, tarafların boşanmalarına ve fer'ilerine karar verilmiştir. Kararın davalı-davacı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince, davalı-davacı erkek vekilinin istinaf talebinin kabulüne, İlk Derece Mahkemesince verilen kararının kaldırılmasına, dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

Gönderme kararı sonrasında çekişmeli boşanma davası olarak yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl ve birleşen davanın kabulüne tarafların boşanmalarına ve boşanmanın fer'ilerine karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince taraf vekillerinin istinaf başvurusunun ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-davacı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle;kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
... kadın vekili çekişmeli dava ve birleşen davaya cevap dilekçesinde özetle; anlaşmalı boşanma sürecinde erkeğin kadının sadakatsizliğini bildiğini, erkeğin ilgisiz olduğunu, kadını küçük gördüğünü, onur kırıcı sözler sarf ettiğini iddia ederek asıl davanın kabulüne birleşen davanın reddine, evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, çocuk yararına aylık 10.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 20.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına karar verilmesini dava ve talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalı-davacı erkek vekili cevap ve birleşen dava dilekçesinde özetle; kadının erkeği başka biriyle aldattığını öğrenince anlaşmalı boşanmadan rücu ettiğini, ... isimli kişi ile kadının evlilik dışı ilişkisine devam ettiğini, kadının sadakatsiz davrandığını iddia ederek asıl davanın reddine birleşen davanın kabulüne, zina nedeniyle, hayata kast, pek kötü veya onur kırıcı davranış nedeniyle ve evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin erkeğe verilmesine, erkek yararına 2.000.000,00 TL maddî ve 2.000.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini dava ve talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
A. İlk Derece Mahkemesinin Birinci Kararı
İlk Derece Mahkemesinin 26.02.2020 tarih ve 2020/49 E 2020/52 K sayılı kararı ile; tarafların anlaşmalı olarak boşanmalarına ve fer'ilerine karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesinin Gönderme Kararı
1.İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı erkek vekili; kadının evlilik dışı üçüncü bir kişi ile yaşadığını, anlaşmalı boşanma iradesinden rücu ettiği bu nedenle davanın reddine karar verilmesi gerektiği yönlerinden istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

2. Bölge Adliye Mahkemesinin 16.09.2020 tarih ve 2020/910 E 2020/931 K sayılı kararı ile; davalı erkeğin gerçekleşen anlaşmaya rağmen istinaf yoluna müracaat etmesi davadan açıkça feragat etmedikçe anlaşmalı boşanma yönündeki iradesinden rücu niteliğinde olduğundan bu halde davanın çekişmeli boşanma davası olarak görülmesi gerektiği anlaşıldığından davalı erkek vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

C. İlk Derece Mahkemesinin Son Kararı
İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; erkeğin kadına küçük düşürücü söz söylediği, ilgisiz olduğu ve ailesinin yanında kadını beğenmediğinden kusurlu olduğu; kadının ise; aynı otel odasında başka bir erkekle kaldığı anlaşıldığından zina yaptığının ispatlandığı anlaşıldığından asıl davanın kabulüne tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, birleşen davanın kabulüne tarafların zina nedeniyle ve evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, hayata kast, pek kötü veya onur kırıcı davranış yönünden davanın reddine, çocuğun velâyetinin sosyal inceleme raporu göz önüne alınarak anneye verilmesine baba ile çocuk arasında ortak çocuk ile baba arasında her hafta perşembe günü saat 18:00'den pazar günü saat 19:00'a kadar, sömestr tatillerinde ilk haftası, yaz tatillerinin 1 Temmuz - 31 Temmuz arası, dini bayramların 1. ve 3. günü kişisel ilişki tesisine, çocuk yararına aylık 1.500,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine, erkek yararına yasal faizi ile birlikte 35.000,00 TL manevî ve 5.000,00 TL maddî tazminata karar verilmiştir.


IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
1.... kadın vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; erkeğin kabul edilen zina davası ile tazminatlar, reddedilen yoksulluk nafakası ile iştirak nafakası miktarı yönlerinden istinaf yoluna başvurmuştur.
2.Davalı-davacı erkek vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; velâyet ve kişisel ilişki yönlerinden istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; erkeğe ve kadına yüklenen kusurların sabit olduğu, kadının başka bir erkekle aynı otelde ve aynı odada kaldığına ilişkin kayıtların anlaşmalı boşanma davasının açılıp karara bağlanmasından sonraya ait olduğu, boşanma kararının kesinleşmesine kadar tarafların sadakat yükümlülüklerinin de devam ettiği, zina davasının kabulü şartlarının erkek yararına oluştuğu, yoksulluk nafakasının reddinin doğru olduğu, erkek yararına maddî ve manevî tazminata karar verilmesinin ve iştirak nafakası miktarının hakkaniyete uygun olduğu, karar tarihinde ortak çocuğun 6 yaşında olduğu, anne bakım ve şefkatine ihtiyaç duyduğu, alınan uzman raporu da dikkate alınarak velâyetinin anneye verilmesinin usul, yasa ve kamu düzenine uygun olduğu, velâyete ilişkin kararlar kesin hüküm oluşturmadığından değişen koşullara göre yeniden dava açılabilmesinin de mümkün olduğu anlaşıldığından, taraf vekillerinin istinaf taleplerinin ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davalı-davacı erkek vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; velâyet ve kişisel ilişki yönlerinden temyiz kanun yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, ortak çocuğun velâyeti ile çocuk ve baba arasında kurulan kişisel ilişkinin çocuğun üstün menfaatine uygun olup olmadığı, kurulan kişisel ilişki süresinin babalık duygularına yeter düzeyde olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 182 inci maddesi, 323 üncü maddesi, 324 üncü maddesi, 336 ıncı maddesi, Birleşmiş Milletler Çocuk Haklarına Dair Sözleşme'nn 3 üncü maddesi, Çocuk Hakları'nın kullanılmasına İlişkin Avrupa Sözleşmesi'nin 1 inci maddesi, 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunu'nun 4 üncü maddesi'nin (b) bendi, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanun'un (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası,370 inci maddesi ile 371 inci maddesi.

3. Değerlendirme
Velâyet ve çocuk ile kurulan kişisel ilişki kamu düzenine ilişkin olup, resen araştırma ilkesi geçerlidir. Bu nedenle yargılama sırasında meydana gelen gelişmelerin dahi göz önünde tutulması gerekir. Velâyeti anneye bırakılan ortak çocuk Elis, 2015 doğumlu olup inceleme tarihi itibari ile idrak çağındadır. Gerçekleşen bu durum karşısında ortak çocuğun mahkemece bizzat ya da istinabe yoluyla eğitim, kültür, yaşam olanakları bakımından nerede yaşamak istediği konusunda bilgilendirilerek, velâyet hakkındaki tercihinin hakim tarafından kendisinden sorulması, (Yargıtay HGK 16.03.2012 tarih E.2011/2-884-K. 2012/197 ile 22.01.2014 tarih E.2013/2-2085-K2014/30 sayılı kararları) ayrıca dosya arasında bulunan belge ve bilgilere göre; annenin velâyet görevini gereği gibi yerine getirip getirmeyeceği, velâyetin anneye verilmesi halinde çocuk için herhangi bir risk oluşup oluşmayacağı, ortak çocuğun anne ve baba yanındaki barınma ve yaşama koşullarını değerlendirir içerikte, idrak çağında olduğu anlaşılan ortak çocuk Elis'in velâyet hakkındaki tercihi de sorularak, taraflarla ve çocukla görüşen 3 kişilik uzman heyetinden sosyal inceleme raporu alınması ve tüm deliller birlikte değerlendirilip sonucu uyarınca karar verilmesi gerekirken, velâyet konusunda yazılı şekilde eksik inceleme ile hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının velâyet düzenlemesi yönünden ORTADAN KALDIRILMASINA,

2.İlk Derece Mahkemesi kararının velâyet düzenlemesi yönünden BOZULMASINA, bozma sebebine göre erkeğin kişisel ilişki düzenlemesine yönelik temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına,

Peşin alınan harcın istek halinde yatırana geri verilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

29.02.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

ES Hukuk Bürosu, Şişli Avukatlık Bürosu, Mecidiyeköy Avukatlık Bürosu, Şişli Hukuk Bürosu, Mecidiyeköy Hukuk Bürosu