DAVALI, SAHTE DİPLOMA DAVACI KURUMDA ÇALIŞARAK MAAŞ ALMIŞ OLSA DA KENDİSİNE VERİLEN GÖREVLERİ YERİNE GETİRDİĞİNDEN ÜNİVERSİTE MEZUNU OLMADAN ÇALIŞTIĞI HALDE ALACAĞI MAAŞ HESAPLANARAK ÖDENEN MAAŞTAN MAHSUBU YAPILARAK ZARARIN HESAPLANMASI GEREKİR
4. Hukuk Dairesi 2021/110 E. , 2022/17443 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi
İLK DERECE MAHKEMESİ : Antalya 11. Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine verilen dilekçe ile sahte diplomadan kaynaklı kurum zararının giderilmesi için maddi tazminat istenmesi üzerine İlk Derece Mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen kararın istinaf incelemesinde; davacının istinaf başvurusunun esastan reddine, davalının istinaf başvurusunun kabulüne dair verilen karar, taraf vekillerince süresi içinde temyiz edilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
K A R A R
Davacı vekili; ÖSYM tarafından davacı kuruma yerleştirilen davalının diploma ve diğer ilgili belgelerini ibraz ederek kurumları bünyesinde münhal bulunan 6. dereceli mühendis kadrosuna 8. Derece 1. kademe karşılığı maaş ile atamasının yapıldığını ve davalının 14.08.2008 tarihinde görevine başladığını, ancak davalının mühendis ünvanı ile görevine devam etmekte iken kuruma sunduğu diplomanın sahte olduğunun ortaya çıktığını, bu sürede yapılan tüm haksız ödemelerin toplam tutarı olan 446.644,60 TL'nin ödemenin yapıldığı tarihten itibaren işleyecek en yüksek faizi ile birlikte ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili; davanın dayanağının davalının "evrakta sahtecilik yaptığı" iddiası olup bu iddiaya dayalı yapılan şikayet sonucu açılan soruşturma dosyasının neticesinin beklenmesi gerektiğini, suça konu belgenin aldatıcılık vasfına haiz olup olmadığı; diğer deyişle suçun maddi unsurunun oluşup oluşmadığının ancak Ceza Mahkemesi kararı ile ortaya çıkacağını, mahkumiyet hükmü olmadan bu iddiaya dayalı tazminat talebinin haksız olduğunu, davalının atandığı kadro için gerekli eğitim durumuna sahip olmadığı gerekçesi ile memuriyetten çıkarıldığını, ancak davalının atama tarihinden memuriyetten çıkarıldığı tarihe kadar atandığı kadronun gerektirdiği vazifeleri layığı ile yerine getirdiğini, davalının davacı kurumda mühendis kadrosunda çalıştığını, bu kadroda kendisine verilen tüm görevleri başarı ile tamamladığını, davalı tarafından görevi süresince yapılan bir çok başarılı projesi olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İlk Derece Mahkemesince; davanın kısmen kabulü ile 220.941,05 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş; karara karşı taraf vekillerinin istinaf başvurusu üzerine Bölge Adliye Mahkemesince; davacı vekilinin istinaf isteminin esastan reddine, davalı vekilinin istinaf isteminin kabulü ile 90.281,42 TL'nin dava tarihinden işleyecek yasal faiziyle davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve HMK 355. maddesindeki kamu düzenine aykırılık halleri resen gözetilmek üzere istinaf incelemesinin, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılacağı kuralına uygun biçimde inceleme yapılıp karar verilmiş ve verilen kararda bir isabetsizlik görülmemiş olmasına göre davalı vekilinin tüm, davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan tüm temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarına gelince;
Haksız fiil, bir kimsenin hukuka aykırı ve kusurlu bir davranışla diğer bir kimseye zarar vermesidir. Bu tanıma göre haksız fiilin unsurları; fiil (davranış), zarar, kusur, fiil ile zarar arasında illiyet bağı ve hukuka aykırılıktır. Bir fiilin tazminat borcu doğurabilmesi için en önemli unsur zarardır. Haksız fiilden kaynaklanan tazminat davalarında kural olarak gerçek zarar ilkesi geçerli olup, olay tarihinde yürürlükte bulunan 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 42. maddesi gereğince; zararın kanıtlanması davacı tarafa, hükmedilecek tazminatın miktarının belirlenmesi ise hakime aittir.
Bu genel açıklamalardan sonra somut olaya bakıldığında; davalının gerçek olmayan üniversite diploması ile mühendis kadrosunda çalışarak davacı kurumdan maaş aldığı hususu sabittir. Davacı, davalının çalışmadan ücret aldığını iddia etmemiştir, davalı da bu süreçte kendisine verilen görevleri yerine getirmiştir. Bir başka anlatımla davacı, davalıya ödediği maaş tutarları karşılığında davalıdan bir hizmet almıştır. Bu nedenle davalının üniversite mezunu olmaksızın çalışması durumunda elde edeceği gelirinin hesaplanarak ödenen maaştan mahsubu yapılmak sureti ile zararın hesaplanması gerekir. Bölge Adliye Mahkemesince yazılı gerekçe ile hesaplanan fark tazminattan ayrıca indirim yapılması doğru olmamıştır.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin tüm, davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK'nun 371/1-a maddesi gereğince, Bölge Adliye Mahkemesi kararının davacı yararına BOZULMASINA, dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda dökümü yazılı 4.626,21 TL kalan onama harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 21.12.2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.
ES Hukuk Bürosu, Şişli Avukatlık Bürosu, Mecidiyeköy Avukatlık Bürosu, Şişli Hukuk Bürosu, Mecidiyeköy Hukuk Bürosu