TOPLU İŞ SÖZLEŞMESİNDE DÜZENLENEN AİLE YARDIMI BOŞANMIŞ VE 18 YAŞINI DOLDURMUŞ ÇOCUKLU ÇALIŞANLAR İÇİN GEÇERLİ DEĞİLDİR.
9. Hukuk Dairesi 2024/11620 E. , 2024/15645 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Van Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi
KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : Van 2. İş Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine İlk Derece Mahkemesince 20.02.2023 tarihli ek karar ile hükmün kesin nitelikte bulunduğu gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesinin ek kararının ve asıl kararının davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davacı vekilinin asıl karara yönelik istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle;kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin, davalı ... Rektörlüğüne bağlı tıp merkezinde bilgi işlem personeli göreviyle sürekli isçi olarak çalıştığı, sendika üyesi olan müvekkilinin üyesi bulunduğu Sendika ile davalı işveren arasında bağıtlanan toplu iş sözleşmesi hükümleri gereği aile yardımı alması gerektiğini ancak davalı işveren tarafından bu ödemenin yapılmadığını belirterek ödenmeyen aile yardımı alacağının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının aile yardımı yapılması gerektiği yönünündeki talebinin haksız ve dayanaksız olduğunu, toplu iş sözleşmesi gereği aile yardımı ödeneğinin evli ve çocuklu aileler yönünden ödenmesi öngörülen bir alacak kalemi olduğunu, bu ödemeyi alabilmek için eşin çalışmıyor olması gerektiğini, eğer eşlerin ikisi de işçi ise bu ödeneği sadece erkek işçinin alabileceğini, davacının bu kriterleri karşılamadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
1. İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacının daimi kadroya geçmeden önce 04.12.2017 tarihinden itibaren dava dışı yüklenici işverenlerle yapılan hizmet alım ihaleleri ile davalı işyerinde çalıştığı, 696 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin 127 nci maddesi ile 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'ye eklenen geçici 23 ve 24 üncü maddeleri uyarınca davalı işyerinde 01.04.2018 tarihinden itibaren sürekli işçilik kadrosuna atandığı, ...ve Sosyal Hizmet İşçileri Sendikası ile davalı işyeri arasında 11.02.2021 imza tarihli ve 01.11.2020-31.12.2022 yürürlük tarihli toplu iş sözleşmesinin bulunduğu, davacının söz konusu Sendikaya 19.12.2020 tarihinde üye olduğu, söz konusu toplu iş sözleşmesinin incelenmesinde aile yardımı yönünde düzenleme yer aldığı ve sözleşme kapsamındaki işçilere aile yardımı ödeneceğinin belirtildiği, sözleşmede aile yardımından yararlanmak için başkaca bir koşul belirtilmemiş ise de sözleşme kapsamında bu yardımdan yararlanmanın koşulunun aile kavramının gerçekleşmesine bağlı olduğunun anlaşıldığı, davacının ise ... Aile Mahkemesinin 17.07.2017 tarihli 2017/563 Esas, 2017/533 Karar sayılı kararı ile boşandığı ve müşterek iki çocuğun velayetinin de anneye bırakıldığı, söz konusu kararın 08.09.2017 tarihinde kesinleştiği, davacının 01.11.2020-31.12.2022 tarihi itibarıyla bekâr olduğu dolayısıyla 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu gereğince aile kavramının gerçekleşmediği, davacının aile yardımı alacağına hak kazanmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
2. İlk Derece Mahkemesinin 20.02.2023 tarihli ek kararı ile istinaf başvurusunun miktardan reddine karar verilmiştir
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararlarına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili; istinaf başvurularının reddedilmesinin hukuka aykırı olduğunu, müvekkilinin çalışmasına devam ediyor olması karşısında İlk Derece Mahkemesince verilen kararın kesin olduğundan bahsedilemeyeceğini, İlk Derece Mahkemesinin aile kavramına ilişkin yaptığı değerlendirme neticesinde davanın reddine ilişkin kararın kabulünün mümkün olmadığını, dava konusu aile yardımının sosyal yardım başlığı altında oluşunun toplu iş sözleşmesi hükümlerinden tüm işçilerin yararlandırılması gerekliliğini ortaya koyduğunu, müşterek iki çocuğun velayetinin de anneye bırakıldığı ve bu kapsamda dahi müvekkilinin sorumluluğunda bulunan iki çocuğunun bulunduğunu, müvekkilinin bu kapsamda aile olgusuna sahip olduğunu, aile olgusunun gerçekleştiğini, müvekkilinin talep ettiği aile yardımı alacağının toplu iş sözleşmesinden doğduğunu, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu (657 sayılı Kanun) ile ilgisi bulunmadığını, 11.02.2022 tarihinde imzalanan ve 01.01.2022 tarihinden sonrasını kapsayacak şekilde yürürlüğe giren toplu iş sözleşmesi Ek Protokolünde ise ilgili hükümden ilk sözleşmede belirtildiği şekliyle herkesin faydalanmayacağı, yalnızca çalışmayan veya sosyal güvenlik kuruluşundan aylık almayan eşi için 657 sayılı Kanununa tâbi personele ödenen tutarda aile yardımı ödeneceği belirtilerek yararlanan kişiler bakımından değişikliğe gidildiğini, iddia edildiği gibi sadece belirli özellik ve şartları taşıyan kişiler söz konusu hükümden yararlanıyor olsaydı Ek Protokol ile şartlarda değişikliğe gidilmeyeceğini, davacı işçi aleyhine vekâlet ücretine hükmedilmesi ve hukuki dinlenilme ile işçi lehine yorum ilkeleri gözetilmeksizin hüküm kurulmasının hukuk devleti ilkesinin özüne aykırılık teşkil ettiğini ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması ve davanın kabulüne karar verilmesi istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacının aile yardımı alacağına hak kazanacağı tespitinin ileriye yönelik etkisi bulunacağından İlk Derece Mahkemesi kararına konu alacağın miktar itibarıyla kesinlik sınırının altında kaldığından söz edilemeyeceği, dosyanın esasına yönelik inceleme yapılması gerektiği, dosya kapsamından davacının dava konusu dönemde boşanmış ve iki çocuklu olarak çalıştığı, sendika üyelik tarihinin 09.12.2020 olduğu, aile yardımının toplu iş sözleşmesinin "Sosyal Yardım ve Öğrenim Yardımı" başlıklı 39 uncu maddesinde yer aldığı, temel amacının aileye yardım olduğu, tüm işçiler tabirinin aile kavramı içinde düşünülmesi ve aile sahibi tüm işçilere ayrım yapılmaksızın ödenmesi gerektiği, boşanmış ve 18 yaşını doldurmuş çocuklu çalışanlara ise bu yardımın yapılmayacağı gerekçesiyle istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü gerekçelere dayanarak davanın kabulüne karar verilmek üzere Bölge Adliye Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, toplu iş sözleşmesinden yararlanma hakkı bulunan işçinin, toplu iş sözleşmesinde düzenlenen aile yardımı alacağına hak kazanıp kazanmadığına ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu'nun 33, 36 ve 39 uncu maddeleri, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 19 uncu maddesi, 4857 sayılı Kanun'un 32 nci maddesi.
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
02.12.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.