İLK DERECE MAHKEMESİNİN BOZMA ÖNCESİ KURMUŞ OLDUĞU İLK HÜKÜMDE KUSUR OLARAK YÜKLEMEDİĞİ VAKIALAR KARŞI TARAFÇA İSTİNAF VE TEMYİZ EDİLMEDİĞİNDE USÛLİ KAZANILMIŞ HAK OLUŞTURUR VE TEMYİZ İNCELEMESİNDE KUSUR OLARAK DEĞERLENDİRİLEMEZ.
20.09.2023
985
2. Hukuk Dairesi 2022/8519 E. , 2022/7996 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi venumarası gösterilen hüküm davacı-davalı erkek tarafından kusur belirlemesi ve reddedilen tazminattalepleri yönünden, davalı-davacı kadın tarafından ise erkeğin kabul edilen boşanma davasının tamamıyönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
1-Davalı-davacı kadın, temyiz dilekçesinde adli yardım talebinde bulunmuştur. Adli yardıma ilişkin usul veesaslar Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 334-340. maddelerinde düzenlenmiş olup, aynı Kanunun 336/3.maddesine göre adli yardım talebi kanun yollarına başvuru sırasında Yargıtaya da yapılabilir ve HukukMuhakemeleri Kanunu’nun 337/1. maddesi uyarınca duruşma yapmaksızın talep hakkında karar verilebilir.Davalı-davacının adli yardım talebini içeren dilekçesi ve dosya kapsamındaki belge ve bilgiler hep birliktedeğerlendirildiğinde; kendisi ve ailesinin geçimini önemli ölçüde zor duruma düşürmeksizin ödemesigereken kanun yoluna başvuru giderlerini kısmen veya tamamen ödeme gücünden yoksun olduğukanaatine varıldığından, davalı-davacı kadının adli yardım talebinin kabulüne karar vermek gerekmiştir.
2-Dosyadaki yazılara, mahkemece bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve bozmanın kapsamıdışında kalarak kesinleşmiş olan yönlere ait temyiz itirazlarının incelenmesinin artık mümkünbulunmamasına göre, davalı-davacı kadının tüm temyiz itirazları yersizdir.
3-Davacı-davalı erkeğin temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;
a) Dosyadaki yazılara ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına göre,davacı-davalı erkeğin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yersizdir.
b) Dava; erkek tarafından açılan ve Türk Medeni Kanunu'nun 166/1 maddesinde düzenlenen boşanmadavası, birleşen dava ise kadın tarafından açılan ve Türk Medeni Kanunu'nun 197. maddesinde düzenlenentedbir nafakası davasıdır. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda taraflara herhangi birkusur yüklenmeden, ispatlanamadığı gerekçesiyle erkeğin boşanma davasının reddine karar verilmiştir.Hükmün davacı-davalı erkek tarafından istinafı üzerine bölge adliye mahkemesince verilen esastan retkararı yine davacı-davalı erkek tarafından temyiz edilmiş olup Dairemizin 06.12.2021 tarihli ilamı ile "...her ne kadar ilk derece mahkemesince .... ileri sürülen vakıalar ispatlanamadığından davanın reddine kararverilmiş ise de; tanık beyanları dikkate alınmasa dahi dosya arasında bulunan bakım evi kayıtları ilekadının erkek ile ilgilenmediği, onu ziyaret dahi etmediğine ilişkin vakıaların kanıtlandığı gözetilerek,davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken delillerin değerlendirilmesinde hataya düşülerek davanınispatlanamadığından reddinin doğru olmadığı ..." gerekçesiyle bölge adliye mahkemesinin esastan retkararı kaldırılarak ilk derece mahkemesi kararı bozulmuş, dosya ilk derece mahkemesine gönderilmiştir. İlkderece mahkemesince bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda; son 5 yıldır bakım evinde bulunandavacı-davalı erkeği bu süre zarfında hiç ziyaret etmeyen, onunla ilgilenmeyen, bu suretle erkeğe duygusalşiddet uygulayan davalı-davacı kadın ile tarafların fiilen birlikte yaşadıkları süre zarfında müşterek evin vekadının maddi ihtiyaçlarını karşılamayan, fiili ayrılık döneminde müşterek konutu satarak kadın veçocukları müşterek evden çıkmak zorunda bırakan, bu suretle kadına ekonomik şiddet uygulayan davacı-davalı erkeğin boşanmaya sebebiyet veren olaylarda eşit kusurlu oldukları gerekçesiyle erkeğin boşanmadavasının kabulü ile tarafların boşanmalarına, davacı-davalı erkeğin tazminat taleplerinin eşit kusurnedeniyle reddine karar verilmiş, hüküm bu ... her iki tarafça yukarıda sınırlandırıldığı şekilde temyizedilmiştir.
İlk derece mahkemesi bozma öncesi kurmuş olduğu ilk hükümde davacı-davalı erkeğe “Ekonomik şiddet”vakıasını kusur olarak yüklememiş ve bu karar davalı-davacı kadın tarafından istinaf ve temyizedilmeyerek bu yönden davacı-davalı erkek yararına usûli kazanılmış hak oluşmuştur. Bozma sonrası ilkderece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda davacı-davalı erkeğin bu usûli kazanılmış hakkınaaykırı olacak şekilde anılan vakıanın davacı-davalı erkeğe kusur olarak yüklenilmesi ve bunun sonucuolarak boşanmaya sebebiyet veren olaylarda tarafların eşit kusurlu olduklarının kabulü doğru olmamıştır.Somut olayda boşanmaya sebebiyet veren olaylarda kabul edilen ve gerçekleşen kusurlu davranışlarıuyarınca davalı-davacı kadın tam kusurlu olup, yanılgılı gerekçe ile tarafların eşit kusurlu olduklarınınkabulü doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
c) Yukarıda (3/b) bendinde açıklandığı üzere boşanmaya sebebiyet veren olaylarda davalı-davacı kadıntam kusurlu olup, kadının bu kusurlu davranışları her ne kadar erkeğin kişilik haklarına saldırı teşkiletmiyor ise de davacı-davalı erkek yararına somut olayda Türk Medeni Kanunu'nun 174/1 maddesikoşulları oluşmuştur. O halde, davacı-davalı erkek yararına uygun miktarda maddî tazminata (TMK m.174/1) hükmedilecek yerde yanılgılı gerekçe ile davacı-davalı erkeğin maddî tazminat talebinin reddi doğrugörülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ : Temyiz edilen hükmün, yukarıda (3/b) ve (3/c) bentlerinde gösterilen sebeplerle BOZULMASINA,hükmün, bozmanın kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin ise yukarıda (2.) ve (3/a)bentlerinde gösterilen sebeplerle ONANMASINA, adli yardımdan yararlanması sebebiyle başlangıçtaalınmamış olan aşağıda yazılı karar ve ilam harcı ile temyiz başvuru harcının ...'ye yükletilmesine, temyizpeşin harcının istek halinde yatıran ...'e geri verilmesine, oy birliğiyle karar verildi. 11.10.2022